Dolar’ın bir anda yükselmiş olmasının vermiş olduğu reaksiyonla olaya duygusal yaklaştığımız şu günlerde, hükümete fazlasıyla kızıyor olabilirsiniz. Olanlardan hükümeti sorumlu tutuyor olabilirsiniz. Yahut; hükümetin yapması gereken herşeyi yaptığını ve yapacağını düşünüyor olabilirsiniz.
Bu iki düşünceden hangisine katılırsak katılalım; sağcı yahut solcu, Türk yahut Kürt yahut Laz yahut Çerkez yahut diğer etnik unsurlardan, dindar yahut laik, zengin yahut fakir, A partili yahut B partili olmamızın çok daha ötesinde bir bakış açısıyla bu vatanın bir evladı, bu milletin bir ferdi, bu devletin bir vatandaşı olduğumuz inancında isek ülkemizin geleceği için elimizi taşın altına hep birlikte koymamız gerektiğini artık idrak edelim.
“Benim gayretimle ne değişir ki” gibi bir gaflete ve dalalete düşmeden bazı alışkanlıklarımızı terketmemiz ya da en azından değiştirmemiz gerektiğinin bilincinde olalım.
Mesela; alışverişlerimizi yaparken çokta gerekli olmayan şeylere para harcamayalım, yerli ve milli ürünlerimize yönelelim, kredi kartına elimizi mümkün mertebe daha az sürelim, paramız kadarına yönelelim, hayatımızın her alanında israftan ve lüksten kaçınalım, eğer mevcuttakiler işimizi görüyorsa kıyafetlerimize telefonlarımıza teknolojik aletlerimize yüklü paralar sarfetmeyelim, krediye bulaşmayalım vs.
Bu ve bunun gibi önlemler inanın devletimizin ve milletimizin elini güçlendirecektir. Bireysel gayretimizi küçük görmeyelim. Elimizden geleni değil, yapılması gerekeni yapalım. Çünkü; bu devlet şucusuyla bucusuyla hepimizin…