Kırıldıkça güç aldım kendimden. Ezildikçe yenilendim… Yaş aldıkça gençleştim.. Özledikçe güzelleştim..
En yorgun olduğumu sandığım zamanlarda bile ayağa kalkıp yürümesini de bildim..
Bazen düz yolda , bazen yokuş yukarıya, bazen tepeden en aşağıya çakıldım.. Herşeyi bıraktığım zamanlarım oldu, kendimi boş verdiğimde, sebepsizdi herşey..
Koşmadım hiç, yavaş yavaş vardım yolun sonuna. Bekledim.. İpini çekmedim hemen kimsenin.. Yaşamayı, yaşayarak öğrendim.. Hatalarımı da sevdim.. Yanlışlarımdan büyük tecrübeler edindim..
Bazen adres sordum, bazen ezberlerim oldu yalan yanlış..
Bazen nefesimin yetmediği kelimelerim.
Boğazımda düğümlenen eksiklerim de oldu.
İnkar etmedim ki, boşluk neredeyse orayı çoğaltıp, eksiklerimi düzelttim..
Kırdığım kadar kırdıklarım olmuştur elbet
İnsanım sonuçta kusursuz değilim ki ben.
Özürlerim de oldu, özür beklediklerim de.
Sevenlerim de oldu, sevmeyenlerim de.
Öyleleri vardı ki, içlerindeki öfkeyle savaşmak yerine, oldukları yerde saysınlar istedim bir süreliğine.
Benim geçtiğim yerlerden geçsin, benim yaşadığım hayattan pay alsınlar.
Bazı şeyleri zamanla, bazı şeyleri yaşayarak öğrendim.. İyi de oldu…
İçindeki iyiliği bulanların, insan yanlarına dokundum. İçindeki kötülüğün farkına varmayanları ise kendi haline bıraktım. Ve görüyorum ki, değişen pek birşey yok onlarda.
Hala aynı tas, aynı hamam..