Asistan hekimler, hakları için iş bırakıyor!
Bugün yayımlanan Yükseköğretim Kurulu (YÖK) yönetmeliğine göre üniversite hastaneleri de Beyaz Reform kapsamındaki ek ödemeden faydalanabilecek. Ancak TTB’ye göre, öngörülen ek ödeme miktarı sağlıkçıların kayıplarını karşılamaya yeterli değil. Üniversite hastanelerinde çalışan asistan hekimler, Türkiye genelinde 2 gün sürecek eylem başlattı.
Sağlıkta “Beyaz Reform” kapsamında, Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastanelerde çalışan asistan hekimlerin ek ödeme alması kararlaştırılırken, üniversite hastanelerinde görev yapan asistan hekimler kapsam dışı kalmıştı.
Bugün YÖK tarafından yayımlanan Yönetmelikle birlikte üniversite hastaneleri de ek ödeme kapsamına dahil edildi ancak sağlıkçılara göre, öngörülen ek ödeme miktarı sağlıkçıların kayıplarını karşılamaya yeterli değil.
Akdeniz Üniversitesi’nde basın açıklaması yapan Asistan Hekim Şükrü Çetiner, “Beyaz reform kapsamında ekonomik haklarımızda kısmen iyileştirme yapıldı. Fakat hekimler gelir getiren ve getirmeyen olarak sınıflandırılmış, maaşımız tek kalemde verilmediği için emekliliğe yansımayan düzenlemeler yapılmıştır” dedi.
YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ise düzenlemeye ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a, Yükseköğretim Kurulu ve üniversite hastanelerimizde görev yapan tüm personelimiz adına teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
BBC Türkçe’ye konuşan Türk Tabipleri Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut, yönetmelikle birlikte üniversite hastanelerinde çalışan asistan hekimler için aylık en fazla 850 TL’lik bir artışın öngörüldüğünü söylüyor.
Bulut’un verdiği bilgiye göre, yeterli bütçeleri olmayan üniversite yönetimlerine, bu miktarı yarı yarıya düşürebilme yetkisi veriliyor.
Bulut, “YÖK’ün yönetmeliğiyle birlikte üniversite hastaneleri de ek ödeme kapsamına aldı ancak üniversite yönetim kurullarına yüzde 50 kesinti yetkisi verildi” diyor:
“Bu ek ödeme asla tatmin edici değil. Bizim talebimiz emekliliğe yansıyan, eşit işe eşit ücret ve tek ücrettir. 2003 yılındaki satın alma gücümüze erişebilmemiz için, şu andaki maaşlarımızın 3 ile çarpılması gerekir.”
“Başka bir ifadeyle, cebimizdeki 3 liranın 2 lirası yok olmuş durumda. Emekliliğe yansıyan maaşlara zam yapılmadıkça, bu ek ödemeler kayıplarımızı karşılayamaz.”
‘Asistan hekimler geçinemiyor’
Asistan hekimler, esas problemin “geçim sıkıntısı” olduğunu söylüyor.
Türkiye’de hekimlerin maaşı hastane döner sermayesinden alınan pay ile birkaç kalemden oluştuğu için, hangi hastane/hangi branş ya da ayda kaç nöbet tuttuğunu bilmeksizin bir hekimin maaşını söyleyebilmek oldukça güç.
İzmir’de bir üniversite hastanesinde çalışan asistan hekim Merve, “Asistan hekimlerin çalışma şartları çok ağır. Hem de Türkiye’de buna bir de maddi kaygılar ekleniyor. Çalışma motivasyonunu daha da düşürüyor” diyor:
“Birçok ay geçinmekte zorluk yaşıyorum. Maaşımız bölümden bölüme, tutulan nöbet sayısına ve yerine göre değişiyor. Örneğin yoğun bakım nöbetinde daha yüksek, servis nöbetinde daha düşük ücret alınıyor.
İstanbul’da bir üniversite hastanesinde asistan hekimlik yaparken aynı zamanda bir özel hastanede kayıt dışı olarak gece nöbetlerine gittiğini söyleyen Okan ise geçinebilmek için bunu yapması gerektiğini söylüyor.
Kendi hastanesinde yapabileceği maksimum nöbet sayısı ve alacağı nöbet ücretine ek olarak, bunu yapmak zorunda olduğunu anlatıyor.
İzmir’de bir üniversite hastanesinde asistan hekim olan Merve de bu sistemin asistan hekimler arasında “oldukça yaygın” olduğunu söylüyor.
Merve, kendi branşının özel hastanelerde nöbet tutarak ek gelir elde etmeye müsait olmadığını söylüyor:
“Bazı branşlarda bu çok yaygın, birçok asistan hekim özel hastanelerde kayıt dışı nöbet tutarak ek gelir elde ediyor. Özel hastanelerde sık ihtiyaç duyulan bölümlerdeki asistan hekimler bunu yapabiliyor.
“Yabancı uyruklu asistanlar da bunu çok sık yapmak durumunda kalıyor çünkü onların maaşları çok düşük, bizimkileri neredeyse yarısı… Bunun çok yaygın olduğunu hastaneler de biliyor, herkes biliyor ama yasal değil.”
Merve, uzun süre boyunca, gün aşırı 36 saatlik mesailer şeklinde nöbet tutarak çalışmak zorunda kaldığını anlatıyor:
“Mesela resmi olarak ayda 15 nöbet tutulamaz ama bazı bölümlerde çalışan asistan hekimler hala ayda 15 nöbet tutuyor.
“Hekimlerin nöbet sonrasında izinli olması gerekirken, Ege Üniversitesi’ndeki çoğu bölümde nöbet ertesi izin uygulaması hala yok. Dolayısıyla 36 saat çalışma sistemi devam ediyor.”
‘Nöbetten eve, evden nöbete…’
Asistan hekimlerin bu zorlu çalışma şartlarına “geçici bir dönem” gözüyle bakarak katlanmak zorunda kaldığını söyleyen Merve, asistan hekimlikte mobbingin çok yaygın olduğunu düşünüyor:
“Bir hoca ayda 15 tutulacak dediyse bitmiştir, buna karşı çıkamayız. Aksi halde o hocadan alacağımız eğitim etkilenebilir. Bu da asistanların kendi hakları için mücadele edebilmelerinin önünde engel oluşturuyor.”
24 saat nöbetin ardından bir de ertesi gün poliklinikte yanlarında uzman hekim olmadan hasta bakabildiklerini söyleyen Merve, asistan hekimlik konusunda daha kapsamlı iyileştirmeler yapılması gerektiğini düşünüyor:
“Bu durum ertesi günkü performansınızı da etkiliyor, belki ameliyata giriyorsunuz o şekilde. Eğer nöbet kötü geçtiyse, ertesi gün oldukça zor geçiyor. Nöbetten eve, evden nöbete gibi bir döngü oluyor hayatında.”
BBC Türkçe’ye konuşan hekimler, asistan hekimliğin aslında yönetmelikteki tanımı itibariyle bir “eğitim süreci” olması gerekirken, daha çok “hizmet verme” şeklinde gerçekleştiğini belirtiyor.
Hastanelerdeki iş yükünün fazlalığı sebebiyle sağlık hizmetinde kritik bir role sahip olduklarını belirten asistan hekimler, bu durumun eğitimlerini aksatan bir yönü olduğunu değerlendiriyor.
Poliklinikler dahil hiçbir bölümde asistan hekimlerin tek başına hasta göremeyeceğini ve sadece eğitimlerinin bir parçası olarak hocayla birlikte bakabileceklerini söyleyen hekimler, birçok hastanede bu işi tamamen kendilerinin yaptığını söylüyor.
Türkiye genelindeki üniversite hastaneleri eyleminin 2 gün sürmesi planlanıyor.
Kaynak: BBC