DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin genel merkezinde düzenlediği haftalık değerlendirme toplantısında ülke gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin genel merkezinde düzenlediği haftalık değerlendirme toplantısında ülke gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Türkiye’de başörtüsünün yasayla yasaklanmadığını söyleyen Babacan, “Olan biten, keyfi bir zulümdü. Bir dayatmaydı. Aynı zamanda başörtüsü, bu keyfi dayatmayla yüzleşilerek serbestleşmedi. Aksine başörtüsü üstündeki baskıyı kaldıran iktidar, başka yaşam tarzlarını ötekileştirdi. İşte bugün ‘Başörtüsü yasağını biz kaldırdık’ diyor ama sansür yasasını getiriyor. Ya sen özgürlükten yanaysan, her alanda özgürlükten yana ol.” ifadelerini kullandı.
Babacan, ideolojik devlet anlayışının aşılıp, eşit vatandaşlığın kazanılmadığı sürece nöbetleşe zorbalığın devam edeceğini ve tüm kazanımların eksik kalacağını belirterek, bu meseleyi sahici, onarıcı bir yaklaşımla ele almak zorunda olduklarını dile getirdi.
“Kılıçdaroğlu’nun helalleşme çağrılarını dikkatle takip ediyoruz”
Yarınlara dair verilen sözleri önemsediklerine değinen Babacan, “Sayın Kılıçdaroğlu’nun ‘helalleşme’ çağrılarını ve CHP söylemlerindeki değişikliği biz dikkatle takip ediyoruz. Söz vermek, insanların gözlerini geçmişten alır, yarınlara çevirir. Ortak bir beklenti üretir.” dedi.
“Ancak onarıcı bir demokratlık çözebilir”
Babacan, geçmişten beri yaşanan mağduriyetlerin sadece yasalarla düzelmeyeceğinin altını çizerek, “Bu ülkede kırılmış kalpleri, çiğnenmiş hakları, ayaklar altına alınmış hukuku ancak birlikte duran onarıcı bir demokratlık çözebilir. Kimsenin hakkının, hukukunun, malının, mülkünün çiğnenmemesi için ancak demokratik zihniyet bu sorunları çözebilir. İnsan haklarının iktidar değişimlerinden etkilenmediği ülke olursak çözeriz.” diye konuştu.
“İhbar ediyorum: TÜİK her ay halkı yanıltıcı bilgiyi alenen paylaşıyor”
Meclis’te görüşmeleri süren “Dezenformasyon Yasası” hakkında değerlendirmede bulunan Babacan, “Bu yasa, sansür yasasıdır. Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak suçmuş. İhbar ediyorum. Adres veriyorum. Ankara Necatibey’de Rakamları Ayarlama Enstitüsü diye bir yer var. Nam-ı diğer TÜİK. Her ay düzenli olarak halkı yanıltıcı bilgiyi alenen paylaşıyor. Yüzde 200’e yaklaşmış enflasyonu hala yüzde 83 diye açıklıyor. Buradan suç duyurusunda bulunuyorum. Gitsinler, halkı alenen yanıltıcı bilgiyi düzenleyen ve yayan kuruma. O kuruma, o talimatı verenleri incelesinler, bulsunlar.” ifadelerini kullandı.
“İktidar, milletin hak ve özgürlüklerine savaş açmış”
Babacan, “İktidar milletin hak ve özgürlüklerine savaş açmış, adına ‘dezenformasyon yasası’ demiş.” diyerek,“BTK başkanı bir içeriğin kaldırılmasını istedi mi mesela Twitter onu kaldırmak zorunda kalacak. Savcılık vatandaşın kimlik bilgilerini mi istedi? Aynen vermek zorunda kalacak. Savcılıkla yetinseler yine iyi. Emniyet dahi bilgi isteyebilecek. Vermezse Twitter’a giremeyeceğiz. Bırakın hukuk devletini, kanun devletini, tüm inisiyatifi idari bir birime bırakma zihniyeti bu.” şeklinde konuştu.
“Bu yasa esnafla, çiftçiyle kavga ediyor”
Yasanın ifade özgürlüğünü kısıtladığı belirten Babacan, “Bu yasa, yalnızlaştırıyor; bizi demokratik dünyadan kopartıyor. Bu yasa yoksullaştırıyor; internetten ticaretin köküne de kibrit suyu döküyor. Esnafla, çiftçiyle kavga ediyor. İktidarın keyfine göre milleti hizaya sokmaya çalışan bu sansür yasasını topyekun reddediyoruz.” dedi.
“Hükümet ya yalanlamalı ya da açıklamalı”
Babacan, uluslararası basında Türkiye’nin Rusya’dan aldığı doğalgazın ödemelerini yapamayacağına ve ödeme için ek süre istediğine dair haberler yayınlandığına değinerek, “Bu tür haberler çok tehlikelidir. Eğer bu haberlerin aslı yoksa, hükümet derhal yalanlamalıdır. Yok gerçekten bir temdit talebi varsa, ‘Ödeyemiyorum, geç ödeyebilir miyim?’ diye bir talep varsa bu da derli toplu bir şekilde kamuoyuna ve piyasalara açıklanmalıdır.” şeklinde konuştu.
“Meydan okuyorum, iki kriz çözmüş kadro varsa buyursun gelsin”
Türkiye’nin temerrüde düşmemesi için Merkez Bankası ve TÜİK yönetiminde değişiklik yapılması gerektiğini söyleyen Babacan şöyle devam etti:
“Ekonomik krizi 6 ayda çözeceğiz. Enflasyonu da en geç 2 yılda tek haneye düşüreceğiz. Tekrar meydan okuyorum. Çağrı yapıyorum. Eğer bu ülkede iki tane büyük ekonomik krizi çözmüş bir kadro, ekip varsa buyursun, gelsin. Konuşmak kolay. Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz. Bu krizi çözmek de bize nasip olacak. 2002 krizini çözmek için yola çıktığımızda gidip Avrupa’dan, Amerika’dan, uzaydan adam getirmedik. Mevcut yetişmiş insan gücüyle çözdük. 2008-2009 küresel krizi Türkiye’yi burduğunda, sağdan soldan, dışarılardan insan bulmadık. Var olan düzgün insanları topladık, krizi çözdük.”
“Gençlerin sağlığı, hayatı tehdit altında”
Babacan, uyuşturucunun cinnet, şiddet ve dehşeti beraberinde getirdiğini dikkati çekerek, “Türkiye’nin coğrafi konumu, bu zehir sevkiyatında stratejik olarak kullanılır hale gelmiş. Şu son bir iki yıldır yakalanan uçakları, gemileri hafızanızda tazeleyin. Bir Güney Amerika’dan geliyor, bir Afganistan’dan. Gençlerin sağlığı, hayatı tehdit altında. Anne babalar feryat ediyor. Beştepe’ye tekrar sesleniyorum: Derhal gerekli önlemler alın, sokakları temizleyin.” ifadelerini kullandı.