MTSO
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası
Mersin önemli bir kent.
Ve bu öneminin altını çizebilecegimiz değerleri var .
Limanı var başta..
Bereketli toprakları var.
Uçsuz bucaksız sahilleri.
Sırtını dayadığı Toroslar’ı var .
Kucağında büyüdüğü medeniyetleri.
Uray’da nasıl yaşadıysa, Akbelen’ de o şekilde huzura erenleri var.
Uzun yıllardır aldığı göçü kardeşliğe eviren bir kent Mersin.
Alalede bir kent değil .
Bunun zenginlik olduğunu bilecek kadar da olgun..
En azından bugüne kadar böyleydi.
Ne var ki son yıllarda ülkenin tepesinden başlayan ve tabana yayılan gerginlik Mersin’in de ayarlarını bozmaya başladı.
Kentin siyasi ve ekonomik çevrelerinde kentin bu geleneksellesmiş dokusunu bozabilecek bazı girişimleri de görmemek mümkün değil.
Bir gazeteci olarak işimiz sadece bir konuyu haberlestirerek vatandaşla idare arasında köprü olmak değil anlayacağınız.
Sağduyunun kaybolmaya başladığı anda bir kentli gibi davranmak ve kişisel hırs ve ikballeri için kenti tehlikeye sürükleyen kişi ve kurumlara da geldikleri durumu hatırlatmak ve uyarmak..
Biliyorsunuz 5 Kasım’da kentin en büyük ekonomik kuruluşu olan MTSO’nun seçimi var.
O gün yaklaşık 15 bin kişi sandığa gidecek ve komitelerden meclise giren isimleri belirleyecek. Ardından 11 Kasım’da da meclis üyeleri odanın yeni başkanı ve yönetim kurulu üyelerini seçecek.
Yani ciddi bir popülasyon kentin yeni ekonomi liderini belirlemek için mücadele edecek .
MTSO önemli bir kale .
Ve bu kaleyi fethetmek için de kılıçlar çoktan çekildi .
Ne var ki oyunun kurallarını ihlal eden, , başarıya giden her yol mübahtır diyen , siyasi nüfuzlarını harekete geçiren , etnik köken ya da mezhepsel mecralardan bile medet uman var.
Ve bu kümelenme gayreti ne yazık ki Mersin’in küme düşmesine neden olabilecek kadar tehlikeli .
Elbette başarılı olmak için bir cok parametreyi biraraya getirmek gerekiyor. Bunun içinde bazı siyasi stratejiler geliştirmek, rakibinin handikapları ve dezavantajlarını kamuoyuyla paylaşmak ve eleştirmek , yönetsel iddialarını anlatarak rakibinin hedef kitlesinden oy devşirmek gibi unsurlar seçimin doğal akışında var olan şeyler ve olacak.
Fakat geldiğimiz nokta bundan fazlasını işaret ediyor .
Kulaklarımıza gelenler, ağızdan çıkanlar , yüzlerdeki ifadeler hayra alamet değil .
Bu büyük bütçeyi yónetmek için yola çıkanların önce duygularını, hırslarını, yönetmesi gerekiyor . Bence ilk sınavları kesinlikle bu.
Şu ana kadar ki adayların hepsini tanıyorum ve tamamı ile ilgili fikir sahibiyim .Kıymetli işler yapıyorlar ve kendi sektörlerinde önemli isimler . Elbette ki böylesine önemli bir yapının başında olmayı istiyor , talep ediyorlar .O nedenle dikkatli bir seçim süreci geçirmek ve gruplarına hakim olmak zorundalar .Her adayın unutmaması gereken şey bu seçim sürecini baltalayacak her unsurun karşısında olmaları.
Mersin özel dengeleri olduğu kadar özel ihtiyaçları da olan bir şehir . Bugüne kadar yatırımlardan gerekli payı alamayan, bunu talep ederken bile bõlünen ve elini yumruğa dönüştüremeyen bir şehir. O yüzden adayların seçim sürecindeki rekabet ve propaganda anlayışından bölünmeyi, bloklaşmayı, õtekilestirmeyi ve itibarsızlaştırmayı süratle çıkarması gerekiyor. Cünkü adayların bu süreçteki davranışları, odayı nasıl yonetecekleri konusunda da tüyo vermiş olacak. Kamuoyuna… Bu da unutulmamalı…
Uzun lafın kısası;
Adayların seçimden sonra kazanan adaya hayırlı olsun deyip bir çayını içebilecegi ve kaybedenin Mersin olmayacağı bir seçim olmalı.
Hepiniz iş insanısınız.
Varlıklısınız.
Varlık içinde yokluk çekmeyen bir Mersin için, varınızı yoğunluğu ortaya koymalısınız.
Kırmadan .
Dökmeden..
Çünkü bu kentin aslında seçimden sonra size ihtiyacı var…