BİR ZAMANLAR BİZ…
Mutfak dolabı görevi yapan tabaklığımız, tel dolabımızve gazocağımız vardı.
Annem, tıkanan gazocağını, ucunda kılcal tel olan bir aletle açmaya çalışırken habire söylenirdi.
Banyomuz kurnalıydı, bakır kazanımız ve hamam tasımız vardı.
Naylon terlikler çıkmadan önce tuvalette takunya bulunur, ve herkesin ayağına olması için en büyük numara seçilirdi.
Okul açılacağı zaman Sümerbank ayakkabıları alınır, çok sevdiğim modeller için de bayramı beklemem söylenirdi.
Okul kapısında şam tatlısı,macun şeker,susamlı şeker,pamuk helva,kestane
satılırdı.25 kuruşa ince bir dilim şam tatlısı,alırdık.
Uyduruk oyuncaklarımız vardı. Hatırlı bir kişiden çok güzel bir oyuncak araba veya bebek geldiği zaman, bozulmaması için kaldırırlır, bize verilemezdi !! Biz ona o bize bakardık.
Kızlar İlkokulda sepet kadar kurdele takardı. Ne kadar kabarık ve büyük olursa o kadar makbuldü. * Babalarımızın gömlek yakaları, bizim okul yakalarımız pazar akşamları kolalanırdı.
Filmler, sokak sokak dolaşan arabalardan bağırarak duyurulur, reklamı yapılırdı.
25 kuruşa Bisiklet kiralar, ”şans kader kısmet talih niyet 5 kuruuş” diye bağıran ve yuvarlak delikleri kazıtarak ilkel piyango çektiren çocukların peşine Fareli Köyün Kavalcısı gibi takılırdık
İlkokulda okuma bayramı, kurdele bilmezdik. Herkes okurdu, kimse de bayram yapmazdı.
Herhangi bir sebeple götürülen hediye paketini açmak , geleneklerimize aykırıydı,ayıptı. Misafir gidince ilk iş onu açmak olurdu.
Sokakta oynarken en sevdiğimiz yiyecek, bir dilim taze ekmek üzerine sana yağlı toz şeker ve salçalı ekmekti…
GHA – İstihbarat Servisi
Nihal Taş