Son Vakit Haber’in Genel Yayın Yönetmeni ve Baş Yazarı Gazeteci Ferhat Aydoğan’ın kaleme aldığı yazısında Bakan Yardımcıların Türkiye’de siyasete yöneltilen ve bazen çok “acımasız” olan eleştirilerin en az yarısı Bakan Yardımcılarına yapılıyor diyerek sözlerine şöyle devam etti;
Çünkü herhangi bir bakanı veya parti liderini hedef almak, bu “acımasız ve/veya orantısız” eleştiriyi yapanların gözünde çok büyük bir hedef olarak görünüyor. Yahut, herhangi bir bakanlıkta bakan değiştiği zaman, o bakanın döneminde yapılan ve insanların hoşuna gitmediği, onaylamadığı her icraatten önce bakan yardımcıları payını alıyor. Oysa, özveriyle çalışan gizli kahramanlara bir teşekkürü çok görüyoruz. Tüm Bakanlığın yükünü perde arkasında üstlenen, tüm eleştirilere cevap veren veya eleştiri çekebilecek açıklamaları yapan, kamuoyu önünde bağlı oldukları bakanlığa ve mevcut hükümete, devletin yönetim mekanizmasına göğüs geren bu insanlar.
Bu vatanın evladı bir gazeteci olarak bu haftaki köşe yazımda sizlere, kalemim el verdiğince siyasetin ve bürokrasinin çalkantılı dünyasında “Bakan Yardımcıları”nın neler yaşadığına ışık tutmaya çalışacağım.
Türkiye’de, devleti yönetmek de, siyaset yapmak da, bürokrasinin içerisinde görev almak da çok ama çok zor. Bu ortamda hele bir de bakan yardımcısıysanız… Aldıkları maaştan tutun, geçmişlerine, özel hayatlarına, eşlerine ve ailelerine kadar her şey çok daha cüretkar bir biçimde konuşulabiliyor. Bakanlar tabiki yardımcılarını korumaya çalışıyor fakat bir kişinin sözü çoğu zaman çakal sürüsünün çığlığı arasında halka yeterince net ulaşmıyor.
Bir an için düşünmenizi istiyorum, Türkiye’der Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı veya Sanayi ve Teknoloji Bakanı oldunuz. Tüm ülkenin enerjisi ve kaynaklarını ya da sanayisi ve tekneloji hamlelerini tek başınıza planlayıp, yürütebilir misiniz? Adı üstünde “Bakanlık”, tek bir kişiyle değil takım olarak yürüyen bir mekanizma. Bu noktada sizin zannettiğiniz üzere yemeden, içmeden, uyumadan o bakanlığa getirilen bakan tek başına çalışmıyor. Yanındaki yardımcılarıyla birlikte iş, konu bölümü yaparak herkes ekip olarak çalışıyor, gerekli görüşmeleri sağlıyor ve sistemin yürümesini sağlıyor. Günün sonunda ise en acımasız ve cüretkar eleştirileri bakan yardımcıları alıyor.
Çok başarılı bir iş insanı dahi olsanız direkt bakan ile görüşmezsiniz. Derdinizi, planınızı veya ajandanızdaki konu neyse bakan yardımcısı ile görüşür ve ona anlatırsınız. Gerekli kontağı da ön çalışmayı da bakan yardımcısı yapar. Peki, basınından fanatik vatandaşlarımıza kadar neden herkes bu insanlara saldırırken toplumumuzun bir bölümü bu provakasyonları takip edip uzun mesailerde dökülen alın terine, emeğe saygı göstermiyor? Yapılan her işi beğenmek zorunda değiliz ancak sistemin yürümesinde çok önemli rolü olarak bu insanlara saygımızı korumak, siyasetin kirli politikalarına alet edilmelerine engel olmak zorundayız.
Tüm zorluklara rağmen, hangi bakan yardımcısının isyan ettiğini, kabalaştığını veya sitem ettiğini gördünüz? Göremezsiniz, çünkü bu insanların görevi balçık atmaya çalışanların sandığından çok daha büyük. Siz, vatandaş olarak canla başla çalışan insanları küstürürseniz, o sistem tökezler. Bakan yardımcıları benim nazarımda Devletin sütunları gibidir. Ne kadar sarsanız içerisinde oturduğunuz bina o kadar zarar görür. O yüzden, devlet de, hükümet de, bürokrasi de, görev verilen insanlar da bizim. Kendi kendimize zarar vermeyelim, evimizin temelini sarsmayalım.
Arkasında yüz köpek havlatmayan kurt, kurt sayılmaz. (Moğol Atasözü)
Gazeteci Ferhat AYDOĞAN