Tüm mevcûdat O’nun Rahmânî nefesiyle hareket ederler. Cümle yaratılmışlar her an Rablerine ibadet halindedirler. Cümle mevcûdat ilâhî ilimle dolup taşmaktadır. Her şey varlığın birliğini kutlar. Kur’ân-ı Kerîm’de buyruluyor ki, “Yedi gök, yer ve bunların içinde bulunanlar Allah’ı tesbih ederler. O’nu hamd ile tesbih etmeyen hiçbir varlık yoktur. Fakat siz onların tesbihlerini iyi anlamazsınız.” (İsra 17/44) Bütün kaynat cansiz bir şey yoktur. Mevlana bu yaratılışın sırrı muazzam bir şekilde açıklıyor:
“Dinle, Allah’a güven, el ve ayaklarının korkuyla titremesine izin verme; rızkın sana, senin ona olduğundan daha çok âşık. Sadece senin feragat eksikliğini bildiği için kendisini tutuyor. Eğer en ufak bir feragat gösterseydin, rızkın kendisini tüm âşıkların yaptığı gibi senin önüne atardı. Açlık korkusuyla bu telaşlı titreyiş de niye? Allah’a güveni sayesinde insan, ömrü boyunca tok kalır.”
“Üzümler şarap olduğunda, bizim değişme kabiliyetimizi arzularlar. Yıldızlar Kuzey kutbunun etrafında döndüklerinde bizim büyüyen idrakimizi arzularlar. Şarap bizimle içilmiş olur, başka bir yolla değil. Vücut bizim sayemizde büyür, biz onun sayesinde değil. Bizler arılarız ve bedenimiz bir bal peteği. Bedenimizi hücre hücre biz yaptık.”
Bütün mahlûkat hayâtını devam ettirebilmek için ilhâmlara mazhardır. Madenlerden nebatata, hayvanlardan toprağa ve semavî varlıklara kadar kâinattaki bütün varlık mertebeleri ilahî ayak uydurur. Cenab-ı Allah bütün mahlûkatına ilhâm verir. Ağaçlar meyve taşımak için, inekler süt vermek için, çiçekler rengârenk açılmak için, yıldızlar bin yıllarca parıltılı ışıklar yaymak için ilhâm alır. Arılar, Kur’an-ı Kerîm’de bildirildiği gibi “Arıya ilhâm ettik.” sırrıyla bal yapmak için çiçek özü toplamak üzere ilhâm alır. Milyonlarca hayvan türü yaşamlarını idame ettirebilmek adına gerekli vazifeleri yerine getirebilmek için ilhâma mazhar olurlar