TÜRKLER MEVALİDİR, İSLAM’I TEMSİL EDEMEZLER
Türk’ü küçük gören, Türkçeyi unutturmak isteyen, Türk tarihini değil Arap tarihini öğretmeye çalışan, Türk gelenekleri yerine Arap geleneklerini topluma dayatmak isteyen, Tüm bunları kurnazlıkla “İslam” ve “Osmanlı” maskesi altında yapan düşman bir güruhla karşı karşıyayız. Peki Arapların gözünde biz neyiz?
İslamiyet’ten önce Araplar ”Azad edilmiş kölelere” Mevali diyordu. İslamiyet’ten sonra, Mevali kavramı, Arap olmayan Müslüman Milletler için kullanıldı. Kullanılıyor.
Arap geleneğine göre; Mevali’nin malı, parası, karısı, kızı Araba helal sayılıyor. Mevaliden doğan çocuk veliaht olamıyor.
Arap tarihinde, Mevali denildiği zaman akla Türkler geliyor. Tükler, İslamiyet dünyaya indiği 612 yılından, üç asır sonra, 934 yılında Müslüman olmuşlardı. Araplara göre, sonradan Müslüman olunamazdı. Müslümanlık Araplara inmiş bir din idi. Nitekim Kuran’ın ”Mekke ve etrafında yaşayan insanları uyarmak için, Arapça inmiş” bir kitap olduğu, ayet ile sabittir. O dönemde, Mekke etrafında Araplar yaşıyordu.
”Her millete bir peygamber gönderdik” şeklindeki Kuran hükmünü, Araplar, ”Hz. Muhammed Araplar için gelmiş Peygamberdir” diye anladılar. Arap olmayanların Müslümanlığını kabul etmediler. Sonradan Müslüman olan başka milletleri MEVALİ diye tanımladılar.
Emevi döneminde başlayan, İslam’daki ayrıcalığa ilk karşı çıkan Hanefi Mezhebinin kurucusu Ebu Hanife (699-767) olmuştur. Büyük İmam diye tanımlanan Ebu Hanife, mevali geleneğine karşı çıkması yüzünden, Arapların hışmına uğramıştır. Sonradan Müslüman olan Türklerin Hanefi Mezhebini seçmeleri tesadüf değildir.
Mevali kavramı, sadece Emevilere mahsus değildi. Abbasiler de aynı geleneği devam ettirdiler. Kendilerine karşı çıkan İmam-ı Azam Abbasiler döneminde yeniden zindana atmışlar, 18 yıl zindanda kalmış ve zindanda vefat etmiştir.
Tarihin hiç bir döneminde, Araplar, Türklerin İslami egemenliğini tanımadılar. İlk fırsatta Türklere karşı isyan ettiler. Bu anlayışın gerisinde MEVALİ geleneği yatıyor.
Nitekim;
- Osmanlıya isyan eden Arapların başındaki isyancı Hüseyin İstanbul doğumluydu. Ve Haşimi soyundan geldiği için Mekke Şerifi tayin edilmişti. Hain Hüseyin’e göre, Türkler Mevali idi. Mevaliden Halife olamazdı. Mevali’nin iktidarına karşı gelmek, İslam’a karşı durmak anlamına gelmezdi. Bu anlayış, Arapların Türklere karşı isyan etmelerine yeterli gelmiştir.
-2020 yılı Mart ayında Suudi Müftüsü ”Türkler mevalidir, İslam’ı temsil edemezler” diye fetva verdi. Türklere karşı Suudilerin, Yunan tarafını tutması ve PKK’ya para yardımı yapmasının gerisinde Mevali anlayışı yatıyor.
Tarihin hiç bir döneminde Araplar Türkleri kendileri ile eşit Müslüman saymadılar…Zira, Arap kültürüne göre, Mevali’nin iktidarı meşru sayılmaz!!!
Tüm bunlara rağmen kendi yüce ırkına ihanet edip, Arapları Kavmi Necip ırk olarak gören aptallar için; Arapların bize bakış açısıyla ilgili bazı başka örnekler de verelim:
İbni Sina; Türkler efendi değil köle sınıfındandır.
Kirmani de aynı görüştedir: Türkler köle olarak doğmuşlar ve öyle
öleceklerdir.
İmam Gazali… Türk’e en ağır hakaretleri uygun bulmuş olmasına karşın, bugüne dek Türk’ün en çok yücelttiği bir kişi olmuştur!
İbn Teymiye… Türkleri, İslam dinine en büyük kötülüğü yapmış olanlar arasında kabul eder: “Muhammed dinine karşı bunların (yani Şiilerin) yaptıkları kötülükler, kâfirlerin, Türklerin Frenklerin ve benzerlerinin yaptıklarından çok daha fazladır.”
Ibn al-Mukaffâ (724-759), Çinlileri, Bizanslıları, Hintlileri, Arapları, Türkleri değer ölçeğine vurur ve kıyaslar. İranlılar, büyük çapta bilim adamı yetiştirir. Çinliler sanatkardır. Vs. Türkler ise, “başkalarına saldırmak için yaratılmış yırtıcı, vahşi hayvanlardır!” Araplar ise kutsal halktır!
Ebu Süleyman al-Sicistani’ (912-985), “Türkler, Araplardan çok aşağı olup tıpkı zenciler gibi hayvan niteliğinde kimselerdir.”
Abû Zeyit al-Balhî’ye göre; Türkler, “yayvan ve geniş suratlı, basık burunlu, küçük gözlü, Araplara felaket getirici, gaddar” idi. Keza…
Balhî’nin bildirdiğine göre, Kur’an’da sözü edilen Ye’cûc Me’cûclar Türklerdi!
İdrisi al-Mahmut’a (1100-1166) göre Türkler; “zalim, haşin, kaba güç temsilcisi, intikamcı, bencil”dir.
Yâkut al-Hamavî yazısında; “Kana susamış yağmacı Türkler kentin çeşitli semtlerine saldırdılar; rastladıkları her insanı, yaş ve cinsiyet farkı gözetmeksizin kestiler, daha sonra kenti yakıp hak ve yeksan eylediler. Allah bizi buna benzer felaketlerden korusun, çünkü bu şimdiye dek İslam’a karşı girişilmiş en korkunç davranıştır.” Söz konusu yer; Arap ordularının en hunhar usullerle saldırıp ele geçirdikleri Nişabur kentiydi!
İbn Şaşrâ (1257-1322), Türklerin, Allah tarafından mezar sakinleri arasına yerleştirildiklerini ve Araplara felaket getiren çete olduklarını yazdı.
Türk’e düşmanlık edecekler için Dede Korkut’un, “Kahpe içerden olunca Kapı kilit tutmaz oğul! Halk içinde bozgunluk yapan Haindir oğul!” sözünü buraya bırakayım.
Ne ABD, Ne Rusya, Ne Arap, Ne Çin…
HER ŞEY TAM BAĞIMSIZ BÜYÜK TÜRKİYE İÇİN.
GHA – Genel Yayın Yönetmeni
Mehmet Açık