Geçen gün arabayla bi yerlere yetişmeye çalışırken, bir çiftin yanından geçtim. O kadar şen şakrak yürüyorlardı ki, anlık olarak gözüme değen bu kare çok hoşuma gitti. “Maşallah size, Allah muhabbetinizi daim etsin diye dua ettim, içimden ama gözlerim dolarak.
Az ilerde hastanenin bahçesinde dertli dertli oturan bir kadın gördüm. Yüzünden okunanın çok ötesinde bir derdi var gibiydi. Yine içimden, Allah sıkıntılarına şifalar nasip etsin, diye dua ettim.
Herşeyin hızla aktığı, koştura koştura yetişmeye çalıştığımız şu hayatta, bizi insan yapan birbirimize olan tutumlarımız diye düşünüyorum. Birbirimizin yüzüne karşı gülmek, iyi davranmak kolay. Aman o ne der, bu ne düşünür diye çok önemsediği
iz için, maskesiz gezmek mümkün olmuyor.
Maskenin gerek olmadığı yegane yer; dualarımız… Onca telaş arasında gözümüze ilişen hatta bazen gözümüze sokulurcasına hayatımıza dahil olan her kareye borçluyuz. Belki bir dua, belki bir iyi niyet, belki hayrı tavsiye eden minik bir adım.
Olumsuz gördüklerimizi kınayıp, yargılamadan; hayran kaldıklarımıza haset edip nazar etmeden… Hayır duamızı edelim. İçimizden de dışımızdan da. Birbirimize gıyabında ettiğimiz dualara melekler, eden için de amin dermiş.
Belki o hayran kaldığımız, o iç geçirdiğimiz manzara bir dua yakınımızda. Ya da ‘bak bak şuna bak, diye kınadığımız manzara da bir kınama yakınımızda…
Öyle özel, öyle güzel geliyor ki kulağa, düşünsenize birine dua edeceksiniz ve o bunu hiç bilmeyecek. Hem onun hayatını güzelleştirmeye vesile olacaksın, kapanmayan hayır kapısı… hem aynısı senin hayatına da tesir edecek, hem de dua sevabı alacaksın…
Dualar gökyüzünde gözden kaybolan rengarenk balonlar gibi nereye ulaşacak bilmiyorsun
Hem çok sürprizli ve hem çok keyifli değil mi..?
Gözümüze ilişen her kare için, hayırlı dualar edelim. Kınamak, yargılamak hepimizden uzak olsun..
Dua ettiklerimiz, dua edenlerimiz bol olsun..
Gülçin Çelik