Adıyaman ayağa kalkmıyor arkadaşlar. Hani bir konteyner olsa Adıyaman’a geliriz, hani bir konteyner verilse Adıyaman’dan gitmeyiz diyen binlerce hemşehrimiz varken ayağa kalkmamız mümkün mü?
Henüz barınma sorununu çözemeyen bir şehir nasıl ayağa kalkabilir?
Resmi kayıtlara göre 8.000’i aşkın kiracı konteyner bekliyorken ve yine resmi ağızlar tarafından bunlara konteyner verilemeyeceği söylenmişken ayağa kalkmaktan söz edilebilir mi?
Adıyaman ayağa kalkmıyor arkadaşlar, depremi krize, krizi fırsata çeviren vicdansızlar, insanların çaresizliğinden istifade ederek ayağa kalkıyor olabilir.
Söyleye söyleye dilimizde tüy bitti; hem evlerinde hem konteynerlerde yaşayanları konteynerlerde çıkarın, bir konteyner için şehri terk edecek, bir konteyner için şehre gelecek insanlara bir yaşam alanı sunun.
Şu deprem öncesinde kiracı olup oturdukları evleri yıkılan ya da ev sahipleri tarafından çıkarılan mağdurlara konteyner veremeyen bir devlet, sosyal devlet olma vasfını yitirmiştir.
İnsanlar hâlâ çadırlarda yaşıyor ve kendilerine bir konteyner tahsis edilemediği için çoluk çocuğunun önünde ağlıyor. Bu, konteyner verilemediği için ağlayanların değil, hepimizin utancıdır.
21 metrekarelik bir konteyner için çoluk çocuğunun önünde ağlayan bir adam rüyalarınıza girmiyor mu, düşlerinizi dağıtmıyor mu, yediğiniz ekmeği, içtiğiniz çayı, soluduğunuz havayı zehir etmiyor mu size?
8 ay geçti depremin üzerinden, koskoca 240 gün. Bu kadar zamanda şehirler fethedilir, yepyeni şehirler kurulur,
siz çoluk çocuğuyla başını sokacak ailelere konteyner bile veremediniz.
Bir sistem tıkanıklığının arkasına sığınıp kaldınız, bir sistem izin vermiyor diyerek bahanelerin ardına sığdınız, hani sistem izin verse konteyner vereceksiniz ama gelin görün ki kör olası sistem bağlıyor elinizi Kolunuzu.
Bu nasıl bir sistem, nasıl bir tıkanıklıktır ki yedi düvele, 72 millete kafa tutan bir devlet tarafından bir türlü aşılamıyor. Ve aylardır konteyner bekleyen 8.000’i aşkın kiracıyı mağdur ediyor.
Kiracıların konteyner mağduriyetine bir son verilmesi gerekiyor artık, önümüz kış ve bizi zor günler bekliyor.
Devlet umut kapısıdır, devlet çare kapısıdır devlet çözüm kapısıdır, Devlet sistem izin vermiyor diyerek vatandaşın konteyner talebini geri çeviremez, devlet kapılarını millete kapatamaz, devlet umutsuzluk aşılayamaz,
devlet sistemsizliğin ardına sığınamaz
Vatandaşının gözyaşına kayıtsız kalamaz, vatandaşı bir konteyner için gözyaşı döküyorken kendisi rahat uyuyamaz…
Baş vurdukları bütün kapılar yüzüne kapanan vatandaşların son çare olarak bizim gibi üç-beş sosyal medya kullanıcısından kendilerine konteyner verilmesi için yardımcı olmamızı istemeleri devlet için de devlet için burada bulunanlar için de bir utançtır.
Bizler vatandaşın sorunlarının çözülmesi için devlet tarafından görevlendirilmiş ilgili ve yetkili kişiler değiliz. Bizler icra makamı değiliz. Bizler devletin kendilerine verdiği imkanları hizmete dönüştürecek makam sahibi değiliz. Bizler de birçok konuda kendilerine yardımcı olmamızı isteyen her vatandaş gibi birer vatandaşız.
Ama sizler, devlet tarafından kendilerine bütün imkanlar verilenler, sizler devletsiniz. Mağdurların konteyner talebine sırt çevirip öylece gidemezsiniz. Bu insanları öylece düşsüz, umutsuz, yarınsız, çaresiz bırakamazsınız.
Bu insanları ağlatmaya hakkınız yok. Bir konteyner için yalvartmaya hakkınız yok bu insanları. Hiçbirinizin makamı, yaşamı, saltanatı bir konteyner için ağlayan insanların gözyaşından daha değerli olamaz.
Siz devletsiniz!
Herkes bahanelerin ardına sığınabilir ama siz devlet olarak sistemsizlik dahil hiçbir bahanenin ardına sığınamazsınız.
Ya bu deveyi güdecek, Ya bu deveyi güdecek, ya bu deveyi güdeceksiniz.
Sistem tıkalı, sistem kapalı, sistem izin vermiyor diyerek öylece çekip gidemezsiniz…
Sistem tıkalıysa açacak olan sizlersiniz,
Sistem izin vermiyorsa izin verecek olan sizlersiniz,
Sistemi kuran sizlersiniz, çünkü hepiniz bu sistemin içindesiniz.
Her şeyi yapmanıza açık olan bir sistem, kiracı vatandaşların konteyner talebine kapalı olamaz.
Kış gelmeden vatandaşın konteyner sorununu çözemez, onları karda kışta birilerinin yanına sığınmaya mecbur ederseniz yaşattığınız mağduriyetin altında kalırsınız. Bunca gücünüz, yetkiniz, imkanınız varken barınma gibi küçücük bir sorunu çözememenin vebalini ödeyemezsiniz. Sistemsizlik gibi bir bahanenin ardına sığınarak vicdan azabından kurtarabilirsiniz ama şairin deyimiyle;
“Vicdan azabından kurtulsanız
tarihin azabından kurtulamayacaksınız,
tarihin azabından kurtulsanız
Allah’ın gazabından kurtulamayacaksınız..”
Mehmet Açık