Evet… Bazen asabileşmek gerekir… Belki de çoğu zaman… Ancak hayat hep öyle devam etmez.
İnsan kimi zaman munis, müşfik, mutedil veya mülayim bir ruha sahip olur… Çok da takdir edilir böyle insanlar… Şahsiyetini ve nefsini talim ve terbiyeden teziktirmemiş, ilim ve irfan ışığıyla aydınlatmış, yüksek ahlâk, erdem, vicdan, iz’an ve basiret sahipleri için güzel sıfatlar vardır… İslâm’dan aldığı ilhamla iman dolu göğsündeki yüreği mangal gibi, zihni ve akli melekelerini yerinde yeterince, zamanında ve tesirli biçimde kullanan, Türk töresinin verdiği ruhla yetişmiş civanmerd Türk yiğitleri vardır benim ülkemde…
Bu sıfatları hâiz şahsiyetler az değildir ama daha çok olması bekleniyor…
.
Yukarıda kısaca ifade ettiğimiz değerler üzerine yumuşak, beli bükük, omurgasız, düşük ses tonuyla “Aman bir tatsızlık olmasın da efendim…” diyerek tepkisiz ve mücadele ruhunu kaybetmiş pespâyelere karşı kaşlarını çatmak, asabileşmek, hırslanmak, yumruğunu sıkıp dişlerini gıcırdatmak velhasıl haddini aşanlara haddini en temiz usullerle bildirmek gerekir.
Türkiye Cumhuriyeti devletinin menfaatlerine ve değerlerine karşı düşmanca tutum ve davranışlar söz konusu olduğunda munis, müşfik, mutedil ve mülayim bir ruha sahip olmak yok olmak demektir.
Çiçek ve gül güzeldir ama düşman sana saldırırken elinde bir buket çiçekle, bir dal gül ile sosyete çocuğu gibi karşısına çıkmak sadece aptallık olur… Çünkü karşındaki senin yavuklun değil, sevgilin, nişanlın hiç değil… İkisi de değilse kim olabileceğini ve ne yapacağını da kestiremiyorsan en iyi ihtimalle o buket çiçeği sapıyla ya da gülü de dikenleriyle birlikte yersin…
Ancak ve ancak yerinde ve zamanında alınan tedbirler, hakikatler çerçevesinde yapılanlar sebebiyle herşey yolunda olur. Yalnızca doğru yolda olanlar doğru yolda giderler…
Bazen asabileşmek iyidir… Adınız “Mülayim”se soyadınızın önemi kalmaz…
Mehmet Aslantaş