featured
  1. Haberler
  2. Köşe Yazıları
  3. Geleneksel Lezzetlerin Unutulan Hikayesi: Annelik ve Mutfak Kültürü

Geleneksel Lezzetlerin Unutulan Hikayesi: Annelik ve Mutfak Kültürü

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

ÇOK MU Zor.. Gülçin yazdı… ANNELİRİMİZ

Ananeniz öpülesi elleri parçalanırcasına, ovalaya ovalaya tarhana yaparken,

Siz, “Aman anane be, boş versene” deyip, marketten hazır çorba alıyordunuz ya…

Anane rahmetli oldu ve siz, o tarhananın tarifini ananeden alıp, bir kenara yazmadınız ya…

İşte o nedenle, siz, genetiği değiştirilmiş organizma yemekten kurtulamazsınız maalesef.

Ne verirlerse

Onu yiyeceksiniz.

Kız evlat yetiştiriyorsunuz, en iyi okullara gönderiyorsunuz.

Piyano çalıyor, İngilizce konuşuyor, Grammy alanları tek tek biliyor.

Bilmeli.

Ama alt tarafı limon, şeker ve su kullanıp, limonata yapmasını bilmiyor!

Yoğurdu çırpıp, ayran yapamıyor, ayran…

İşte o nedenle, kızınız, genetiği değiştirilmiş meşrubat içmeye mahkûm,

maalesef torunlarınız da.

Zahmet edip sütlaç yapmadığınız için, kek yapmaya üşendiğiniz için,

İçinde ne olduğunu bilmediğiniz gofretleri, mısır patlaklarını kemiriyor sizin oğlan!

Hamur tutmayı, şöyle mis gibi ıspanaklı bi börek yapıp, çantasına koymayı bilmediğiniz için, hamburger bağımlısı oldu.

Tahin-pekmezi ” köylü işi ” vıcık vıcık yağ fışkıran kremaları “modernite” sandığınız için,

Daha 10 yaşında çocuklarımız balona döndü, yuvarlana yuvarlana yürüyor, tıkanıyor, merdiven çıkamıyor.

Size zor geliyor ama zor mu evde yoğurt yapmak?

İstanbul’un güneşi müsait değil, anlarım, zor mudur İzmir’de,

Antalya’da, Adana’da evde salça yapmak?

Şikâyet edip duruyorsun, içine katkı maddesi konuyor, zorla beyazlatılıyor diye…

İster tam buğday unundan, ister çavdardan, hakikaten zor mudur evde

ekmek yapmak?

Bütün ailen kabız…

Tonla para verip, abuk sabuk ambalajlı-meyveli saçmalıklardan medet umacağına, niye öğrenmiyorsun kabak tatlısı yapmayı?

Güya, çoluğunu çocuğunu düşünüyorsun, taze taze yesinler diye, pazara gidiyorsun

Eğri büğrü biberlere, doğal olduğu için tuttuğunda ezilen domateslere ağız burun kıvırıyorsun, hormonlu, tornadan çıkmış gibilerini alıyorsun

Ne işe yaradı senin pazara gitmen?

Kocanız da, bu satırları okuyup, size akıl verecek şimdi…

Söyleyin ona, ukalalık etmesin, götürün aktara, hatmi çiçeğiyle zencefili birbirinden ayırt etsin, ondan sonra konuşsun!

Enginar, börülce, radika, cibes pişirmekten haberin yok;

Gazetelerin tiraj almak için uydurduğu uzmanlarından fıldır fıldır brokoli tarifleri öğreniyorsun…

Brüksel lahanası yiyerek mi AB’ye gireceğini sanıyorsun?

Çin’den bal getiriyorlar mesela…

Taaa Arjantin’den, Meksika’dan bal getiriyorlar.

Neymiş efendim, içinde genetiği değiştirilmiş organizma olabilirmiş falan…

İçinde tavuk ibiği, maymun kulağı olmadığına şükredin!

Ben iddia ediyorum;

Kaşla göz arasında frankeştayn ürünlere kapıları açan arkadaşlarla, Amerikan çiftçilerinin avukatı profesörlerimiz, sırf karakovan balına sahip çıksa, Şemdinli’de, Pervari’de terör bile azalır, terör bile…

Uzatmayayım.

Mutfak genetiğimizi kaybettik biz.

Elin adamı, mısırdan, soyadan, domatesten önce beynimizin DNA’sını değiştirdi!

Hurrraaa diye köyden kente göçerken, dışarda tıkınmayı şehirleşme zannettik. Ambalajlı ürün tüketmeyi, zenginleşme zannettik.

Dolayısıyla, ya kafayı değiştirip, özümüze döneceğiz,

Ya da ne verirlerse onu yiyeceğiz.

Gülçin Çelik

2
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Geleneksel Lezzetlerin Unutulan Hikayesi: Annelik ve Mutfak Kültürü
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Giriş Yap

Güncel Haber Ajans ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin