featured
  1. Haberler
  2. Köşe Yazıları
  3. Ahmet Kurt; “Gerçek bir dayanışma öyküsü”

Ahmet Kurt; “Gerçek bir dayanışma öyküsü”

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kapı çaldı. Bir çocuk bir su bardağı uzattı. İftara bir saat kadar vardı. Abla dedi, annem çorbaya koyacakmış bir bardak pirinç istedi. Tamam dedim, ama merak ettim. Sen kimin kızısın bakayım diye soruverdim. Üç ev aşağıda birileri taşınmıştı en alt kata. Orayı tarif etti. Pirinci verince de utandı sanki çekip hemen gitti.

Ertesi gün aynı saatte aynı kız yine geldi. Aynı bardak aynı şeyleri söyledi. Para istese ya da koca bir tas ile gelse dilenci diyeceğim. Beni kandırıyor diye düşüneceğim . Ama bardak aynı, istenilen pirinç aynı. Verdim ama bu sefer bende seninle geleceğim dedim.

Sokağa çıkmak da yasak bir an önce kimse görmeden varsak. Vardık vardık. Müsade isteyip evine girdim. Eskiden de bilirdim. Çocukken de girmiştim. Bir sofra vardı yerde. Etrafında iki çocuk daha beklemekde. Oturmuşlar sadece turşu koymuşlar. Dört de kaşık var. Korku ile bana garip garip bakıyorlar. Annesi çıktı mutfaktan geldi yanıma. Zaten 1+1 olan evde oturacak tek yerde sofra. Hoş geldin abla dedi. Pirinç için teşekkür etti.

Çocuklar siz oturun dedim annelerinden dışarı kadar gelmesini istedim. Hayırdır abla bu ne haldir? İki gündür bana gelip senin kız pirinç alıyor. Ama hep bir bardak, sonra gidiyor koşarak. Dedi ki: ” Kardeşim. Belki bilirsin geçen ay geldik biz bu eve. Diğer evden çıkardılar eşim vefat edince. Bende ucuz diye burayı tuttum elde avuçta olan ile. Ama bu hastalık gelince, lokantadaki patronda hadi bakalım eve deyince, cebimde ki para da bitince kaldık işte ortada böylece. İlk akşam ev sahibine, sonra yandakine, olmadı diğer taraftakine vardık. Bir bardak pirinç için yalvardık. Yokmuş onlarda da. Verirlerdi sanırım olsa. Sonra size yolladım kızımı. Siz verince de içine katıp çorba yaptım salçalı. Pazartesi temizlik işi buldum ama bu akşam da sofra kurmadan uyumazlar asla. Bende pilav yaparım dedim. Aynı kapıya umutsuzca kızımı gönderdim. Ne olur kızmayın söz pazartesi akşam vallahi ödeyeceğim’’… Eve vardım. Buzdolabını açtım. Kahvaltılıktan ete kadar ne varsa boşalttım. Bir baktım. Sokağa ekmek arabası da gelmiş. Ondan da pide ve ekmek aldım. Ezana 5 dakika kala evlerine varıp bıraktım. O çocukların poşetleri açtıkça, açtıkları herşeyi sofraya koyduklarına şahit oldukça daha fazla durmayayım deyip evime doğru yol aldım.

İftari açtık eşim ile. Allah kabul etsin de. Sordu tabii. Hanım pazartesi ben gider yine alırım. Ama gece sahura bari var mı bir şey dedi. Makarna var, un var. Sen iste börek bile yaparım sana sabaha kadar dedim. Gülüştük, mutluyduk çünkü ekmeğimizi bölüşmüştük. Eşim sabah ev sahibine varmış. Muhtardan bilgi almış. Bir iki yere de danışmış. Akşam üstü geldi dedi ki: Hani biz bu sene ilk defa umreye gidecektik. Ama yasak geldi erteledik. Gittik sayalım mı? Umremizi Rabbime satalım mı? Anladım ne demek istediğini. Sarıldım ellerine Allah senden razı olsun dedim. İçeriden bir zarf getirdim. Doldurduğum gibi gidip ablaya verdim. Çokta durmadım. İçim yanıyor olsa da onun sevinç gözyaşları ile rahatladım. Allah’a kabul etsin diye yalvaralım…

Ahmet Kurt

2
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Ahmet Kurt; “Gerçek bir dayanışma öyküsü”
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Giriş Yap

Güncel Haber Ajans ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin