KİBRİT ÇÖPÜ !
Bizim zamanımızda kibritler vardı ve ocaklar ve sobalar bu kibritle tutuşturulurdu..
Kibrit yakılınca ucu yandı. Ucu yanan kibritler, ucu yandı diye çöpe atılmaz, lâzım olduğunda evin bir yerinde yanar ateş varsa oradan oraya ateş bu ucu yanmış kibrit çöpü ile olurdu.
Kağıtlar da asla atılmaz saklanırdı. Ocaklar ve soba bu kağıtlarla tutuşturulurdu..
VİTA TENEKELERİ !
Bizim zamanımızda bakkallar da teneke kutularda nebati yağ da satarlardı.
Yağın markası da hep Vita idi..
Biten tenekeler atılmaz, gazocağında ısıtılarak içindeki katı yağ bulaşığının erimesi sağlanır ve sıvılaşmış bu yağ, bir bardağa alarak bir sonraki yemekte kullanılırdı.
Bu işin sonrasında yıkanıp paklanan teneke kutunun ağız kenarları çekiç ya da keserle ezilip çapakları alınır ve dibine yakın bir delik delinirdi. Daha sonra toprak doldurulan ve içine dayanıklı bir çiçek ekilen teneke kutu, balkonun kenarındaki dizide yerini alırdı.
Sokağın ucundan bakıldığında yanyana sarı kırmızı etiketleri ile vita kutuları ve onlardan ormanmışçasına fışkıran çiçekler ekilirdi.
Ekilen çiçekler genelde sardunya ve begonya olurdu…
MİNTAX KUTULARI !..
Bizim zamanımızda; Mintax kaplarını atmaya gönül razı olmazdı. Kaplar güzelce temizlenir, kurutulur, sonra içine düğme, çengelli iğne, bozuk para konurdu.
Bozuk para deyip geçmeyin, en olmadık zamanda eline gelir, yüzünü güldürürdü.
ÇAMAŞIR MANDALLARI !
Bizim zamanımızda; Yıkanan çamaşırlar balkon iplerine asıldığında rüzgardan düşmesinler diye tahta mandallarla tutturulurdu..
Bu tahta mandallar zaman içinde kırılır veya yayları düşerdi.
Mandallardan yayı bozulanların tahtaları yakılmaz, bir kutuya konur, sağlam yayı olup da tahtası kırılanlarla eşlenirdi..
YER SOFRA BEZLERİ !..
Bizim zamanımızda; İnsanlar yer sofrasında yeyip, çayı hemen sonrasında bağdaş kurarak içerler, yemekten sonra sofra bezi bahçenin alt köşesindeki tavuk kümesine silkelenirdi. Yazları karpuz kabukları iyice didiklesinler diye tavuklara verilirdi. Çay çöpleri belli bir sıra ile çiçeklerin diplerine, vita tenekelerine dökülürdü. Öyle de bir gübre olurdu ki. Çiçekler azar kudururdu.
Bizim zamanımızda; bir kırıntı ekmeği bile tavuklarına vererek değerlendiren tutumlu insanlar vardı…bizim zamanımızda gardaşlar vardı gel ölelim beraber derlerdi.
Mehmet Açık