“Çam ağacı süslemek tamamıyla Türk adetidir.” Bu adet Türkler’den Avrupa’ya geçmiştir.
“Eski Türklerde yerin göbeğinden göğe kadar bir ağaç tasavvur ediliyor ve buna Hayat Ağacı deniyordu.
Bu Sümerlerde de vardı.
Bir ucunda Gök Tanrısı duruyordu.
Halen Orta Asya’da 22 Aralık’taki gündönümünde, evlerine Akçam Ağacı getirip, dallarına ertesi sene için Tanrı’dan niyaz ettikleri şeyler, adak olarak istedikleri şeyler için kurdele koyuyorlar.
Türklerdeki bu ağaç süslemenin Hristiyanlıktaki Noel ile bir ilgisi yoktur.
Bu adet, daha sonra Türkler yoluyla Avrupa’ya geçmiş, 16’ncı yüzyılda Almanya’da başlamış ve buradan da dünyaya yayılmıştır.”
Coğrafi bir olgu olarak, 21/22 Aralık gecesi, günler uzamaya, geceler kısalmaya başlar.
Eski Türkler’in inanışlarına göre, Güneş, 21/22 Aralık gecesi, KARANLIĞI yenmekte ve bu güne “NARDUGAN” denmekteydi.
Nar=Güneş,
Dugan, Tugan= Doğan
Nardugan= Doğan Güneş, anlamına gelir.
Türkler, Nardugan’da, Hayat Ağacı (Sonsuz Hayat)’nı temsilen bir Akçam’ın altına duaları Tanrı’ ya gitsin diye hediyeler koyuyorlar, ağacın etrafında şarkılar söyleyip oyunlar oynuyorlardı.
Yaşlılar ziyaret ediliyor ve bir arada yemek yeniyordu.
Bu gelenek halen Tatarlar, Başkırlar, Çuvaşlar ve Karaçay- Malkarlar tarafından yaşatılmaktadır.
“Hayat Ağacı” (Sonsuz Hayat) motifi, Hitit, Urartu ve daha sonraki dönemlerde Selçuklular ve Osmanlılar’ da farklılık gösterse de göze çarpar.
Halı ve kilim desenlerinde de, “Hayat Ağacı” motifi sıklıkla görülür.
Nardugan’da Ağaç süslemek eski Türk kilimlerinin başlıca motofidir.
Fatih Küpeli