Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Kabine Toplantısı Sonrası Millete Sesleniş konuşmalarından…
▪ Dün itibarıyla artık Suriye’de karanlık bir dönem kapanmış, aydınlık bir dönem başlamıştır. Türkiye, binlerce yıllık tecrübe sonucunda billurlaşan devlet aklıyla hadiseleri okumakta; Suriye’deki duruma çok geniş bir perspektiften bakmaktadır.
▪ Bugün bazı parametreleri bir kez daha ifade etmek durumundayım:
Türkiye’nin başka bir ülkenin toprağında ve egemenliğinde gözü yoktur. Sınır ötesi harekatlarımızın yegane amacı vatanımızı ve vatandaşlarımızı terör saldırılarından korumaktır. Ne PKK ve Suriye’deki uzantıları, ne DEAŞ; ülkemizin muhatabı değildir, bilakis muarızıdır.
▪ Suriye’nin toprak bütünlüğünün mutlaka ama mutlaka korunması gerekiyor. Suriye; tüm etnik, dini, mezhebi kimlikleriyle Suriyelilerindir. Suriye’nin bugününe de, geleceğine de karar verecek olan Suriye halkıdır.
▪ Komşuları ve kardeşleri olarak bize düşen; Suriye halkının ülkelerini yeniden toparlama, yeniden ayağa kaldırma, yeniden mamur etme çabalarına güçlü bir şekilde destek olmaktır.
▪ Tekrar söylüyorum: Arap, Türkmen, Kürt, Sünni, Alevi, Nusayri, Hristiyan fark etmeksizin Suriyelilerin tamamının sulh içinde yaşadığı bir Suriye, Türkiye’nin en büyük özlemi, hayali ve hedefidir.
▪ Şurası da kesinlikle unutulmamalıdır:
İstikrara kavuşmuş bir Suriye, hem kendi vatandaşları hem de bölgedeki diğer ülkeler için güven kaynağı olacaktır. Komşu ülkelerin güvenliği yine Suriye’nin güven içinde, istikrar içinde olmasından geçiyor.
▪ Öte yandan bölücü örgütün Suriye uzantısının, kargaşayı fırsata çevirmeye dönük aşırı heveskar tutumunu da dikkatle takip ediyoruz. Kendi akıllarınca farklı hesap yapanlara şunu hatırlatmak istiyorum:
Çakal ne kadar hile bilirse, kurt da o kadar yol bilir. Türkiye, sınırlarının ötesinde yeni terör çıban başlarının ortaya çıkmasına göz yummayacaktır. 13 yıldır her türlü zulme maruz kalan Suriyeli kardeşlerimize yeni acılar, yeni sıkıntılar, yeni dramlar yaşatmaya kimsenin hakkı yoktur.
▪ Buradan, kardeş Suriye halkına da seslenmek istiyorum:
Aziz Suriyeli kardeşlerim… Türkiye ve Türk milleti, dün olduğu gibi bugün de yarın da yanınızdadır. Siz, tüm imkansızlıklara rağmen kanınızla, canınızla, dişiniz, tırnağınızla destan yazdınız. Zulme ve zalime asla boyun eğmediniz. En zor zamanlarda dahi yeise kapılmadınız. İlk günden itibaren hep “Allah büyüktür” dediniz; “O rahman ve rahim olandır” dediniz; “O alemlerin Rabbi’dir” dediniz; yalnız O’na güvendiniz, yalnız O’ndan yardım dilediniz.
▪ Düştünüz yerden çok daha güçlü bir şekilde tekrar ayağa kalktınız. Böylece nesilden nesile gururla aktarılacak muhteşem bir kahramanlık hikayesine imza attınız. Kardeşlerim unutmayın, Men sabera, zafera! “Yenilgi yenilgi büyüyen” bu şanlı zaferin asıl sahibi sizlersiniz. Sizleri, ülkem ve milletim adına saygıyla selamlıyorum. Zaferiniz hayırlı, mübarek olsun diyorum.
▪ Hürriyet ve adalet mücadelenizde sizi nasıl yalnız bırakmadıysak, inşallah kalkınma mücadelenizde de tüm imkanlarımızla sizi destekleyeceğiz. Gönül gönüle verecek, zorlukların, sıkıntıların üstesinden birlikte geleceğiz. Suriye’nin kalıcı barışa, istikrara ve güvenliğe kavuşması için elimizden gelen her şeyi yapmaya hazır olduğumuzu bilmenizi isterim.
▪ Hama katliamından beri Suriye’nin özgürlüğü yolunda can veren şehitleri bugün bir kez daha rahmetle yad ediyorum. Suriye’nin esaretten kurtulan şehirlerinde sevinç gözyaşları döken, dua eden, şükür secdesine kapanan; yıllar sonra evlerine, yuvalarına, ailelerine, sevdiklerine kavuşmanın mutluluğunu yaşayan tüm kardeşlerime selam ediyorum.