“BU SES GERÇEK Mİ?” YAPAY ZEKA DOLANDIRICILIĞINA HAZIR MISINIZ?
Dijital çağ, hayatımıza hızla yenilikler getirirken tehditleri de beraberinde getiriyor. Yapay zeka, hayatımızı kolaylaştıran pek çok uygulamaya imza atarken, kötü niyetli ellerde tehlikeli bir silaha dönüşebiliyor. Özellikle dolandırıcılık yöntemlerinde devrim yaratan bu teknoloji, hem bireylerin hem de toplumların güvenini sarsmaya başladı.
KİMLİK AVI: YENİ NESİL TUZAKLAR
Eskiden dolandırıcılar bir mesaj ya da e-posta ile yetinirken, bugün işler çok daha karmaşık bir boyut kazandı. Yapay zekâ teknolojisiyle üretilen içerikler sayesinde dolandırıcılar, bireylerin en savunmasız anlarını hedef alıyor. Örneğin, sevdiklerinizin sesini birebir taklit ederek bir kriz senaryosu oluşturabiliyorlar.
Bir telefon geliyor ve hattın diğer ucunda çocuğunuz ya da anneniz gibi görünen biri, panik içinde sizden para talep ediyor. Ama o ses gerçekte kime ait? Yapay zeka kullanılarak çocukların seslerini taklit eden dolandırıcılar, korkutucu yöntemlerle aileleri hedef alıyor. Örneğin, ABD’nin Arizona eyaletinde bir anne, kızının kaçırıldığını iddia eden ve onun sesini taklit eden bir dolandırıcıdan fidye talep eden bir telefon aldı. Anne, kızının sesi sandığı bu kaydı gerçek zannederek paniğe kapıldı. Neyse ki, olayın dolandırıcılık olduğu fark edilerek zarar engellendi.
Bu tür dolandırıcılıklarda, sosyal medyada paylaşılan kısa ses kliplerinden yararlanılarak yapay zeka ile gerçeğe çok yakın taklitler oluşturuluyor. Hedef kişilerden, genellikle kripto para ya da izlenmesi zor başka ödeme yöntemleriyle para talep ediliyor. Bu yeni nesil dolandırıcılık yöntemleri, yalnızca bireylerin maddi kayıplarına yol açmakla kalmıyor; aynı zamanda toplumsal güveni de ciddi şekilde zedeliyor.
BİLİNÇLENMEK VE ÖNLEM ALMAK ŞART
Siber güvenlik uzmanları, bu tür dolandırıcılıklara karşı bazı hayati önlemleri öne çıkarıyor:
1. KİMLİK KONTROLÜ YAPIN: Tanımadığınız bir numaradan gelen çağrılara veya mesajlara hemen yanıt vermeyin. Önce iletişim kuran kişinin kimliğini doğrulamaya çalışın.
2. GİZLİ ŞİFRE BELİRLEYİN:
Ailenizle yalnızca sizin bildiğiniz bir güvenlik kelimesi ya da kod belirleyin. Böylece şüpheli durumlarda bu şifreyi sorarak karşınızdaki kişinin gerçekliğinden emin olabilirsiniz.
3. DUYGULARINIZLA KARAR VERMEYİN:
Panik yaratmaya çalışan, aceleyle bilgi veya para talep eden her çağrıya ya da mesaja şüpheyle yaklaşın.
TEKNOLOJİK ÇÖZÜMLER VE DİJİTAL OKURYAZARLIK
Deepfake içeriklerini tespit edebilmek için teknolojik çözümler de geliştiriliyor. Benzer şekilde, bazı yeni nesil akıllı telefonlar, yapay zekâ tarafından üretilmiş görüntüleri ve sesleri tespit edebiliyor. Ancak uzmanlara göre, bu teknolojiler asla tek başına yeterli değil. İnsanların dijital okuryazarlıklarını artırması ve her gördüklerine eleştirel bir gözle yaklaşması gerekiyor. Yalnızca teknolojik çözümlere bel bağlamak yerine, bilinçli bireyler olarak kendi önlemlerimizi almak şart.
Her geçen gün yaygınlaşan ve kullanımı kolaylaşan teknolojiler ile bu tip dolandırıcılık örnekleri Türkiye de de görülmeye başlandı. Ünlü kişilerin yada politikacıların seslerini ve görüntülerini taklit ederek toplumsal algıyı manipüle etmek, kullanıcıları kandırmak ve onları maddi veya manevi zarar uğratmak için hızla yayılan yöntemlerden biri haline geldi. Sahte videolar ya da ses kayıtlarıyla inandırıcılık seviyesini artıran dolandırıcılar, teknolojiyle birlikte yöntemlerini de geliştirmeye devam ediyor.
GÜVEN KRİZİ: DİJİTAL ÇAĞIN EN BÜYÜK SINAVI
Yapay zekâ, hızla hayatımıza entegre olurken, beraberinde getirdiği tehditler de büyüyor. Deepfake gibi teknolojiler sadece bireysel dolandırıcılıkta değil, toplumsal manipülasyonda da etkili bir araç haline gelebiliyor. Özellikle seçim dönemlerinde ya da toplumsal kriz anlarında bu tür içerikler, halkı yanıltma amacıyla kullanılabiliyor. Bir parti liderini terör örgütü kampında gösteren montaj videoların bile kamuoyunu ciddi şekilde etkileyebildiği düşünüldüğünde, Deepfake gibi daha gelişmiş teknolojilerin seçim süreçlerini manipüle etme potansiyeli hem açıkça görülüyor hem de büyük bir tehdit oluşturuyor.
YENİ DİJİTAL DÜNYADA AYAKTA KALMA REHBERİ: HER ŞEYİ SORGULA
Artık bir görüntü ya da ses kaydı gördüğümüzde, “Bu gerçek mi?” sorusunu sormadan edemiyoruz. Dijital çağın sunduğu bu tehlikeler karşısında, güven en kırılgan değerlerden biri haline geldi. Ancak bu güveni korumak mümkün. Her bireyin dijital dünyada bilinçli hareket etmesi, hem kendi hayatını hem de toplumun geleceğini koruma yolunda atılacak en büyük adım olacaktır.
Artık doğru bilgiye ulaşmanın yolu, gördüğümüz ya da duyduğumuz her şeyi sorgulamak ve teyit etmekten geçiyor. Bu yeni dönemde, artık “HER GÖRDÜĞÜNE, HER DUYDUĞUNA İNANMA!” mottosu hepimizin rehberi olmalı.
ErkanErdem