Engellilere Yeni Darbe: “Aracıma Dokunma!”
Mehmet Açık yazdı
Engelli vatandaşlar için araç alımında sağlanan ÖTV indirimi, yıllardır pek çok insanın yaşamını kolaylaştıran bir düzenleme olarak uygulanıyor. Ancak yeni yasa tasarısıyla bu hak, önemli kısıtlamalarla daha da zorlaştırılmak üzere. ÖTV indiriminden yararlanma süresinin beş yıldan on yıla çıkarılması ve alınacak araçlarda %20 yerli üretim şartının getirilmesi tartışma konusu.
Bu değişiklikler, engelli bireylerin ve ailelerinin hayatını doğrudan etkileyecek. Tekerlekli sandalye kullanan bireylerin ya da ağır engelli yakınlarını taşımak zorunda olan ailelerin geniş bagaj hacmine sahip araçlara ihtiyaç duyduğu açık bir gerçek. Ancak getirilecek yerli üretim şartı ve motor hacmi sınırlamaları bu ihtiyacı görmezden geliyor.
Yıllardır Süregelen Bir Yanlış
Daha önce bu konu gündeme geldiğinde, engelli bireylerin ihtiyaçlarına uygun olmayan araç sınırlamalarının yanlış olduğunu dile getirmiştim. Ancak bu eleştirilerimiz hep görmezden gelindi. 2015 veya 2016 yılında, dönemin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya ile yaptığım görüşmede, bu yanlışın devam edeceğini anladım. Sayın Bakan, “Passat’a bile biniyorsunuz, daha ne istiyorsunuz?” gibi talihsiz bir cümleyle durumu savunmaya çalışmıştı. Oysa mesele bir araç markası değil, engelli bireylerin günlük yaşamlarını sürdürebilmeleri için uygun araçlara erişim sağlayabilmesiydi.
Bugün aynı yanlış, beş yıllık araç değişim süresinin on yıla çıkarılması ve %20 yerli üretim şartıyla devam ettiriliyor. Bu kısıtlamalar, engelli bireylerin ihtiyaçlarını hiçe sayan bir anlayışı gözler önüne seriyor.
Hesabı Yine Engelliler Ödeyecek
Eğer bir sınırlama getirilecekse, bunun ilk olarak lüks araçlara binen bakanlara, valilere ve milletvekillerine uygulanması gerekir. Çünkü bu düzenlemelerin faturası her zaman engelli vatandaşlara kesiliyor.
Engelli bireylerin, tekerlekli sandalyelerini veya yatak bağımlı yakınlarını taşımak için geniş araçlara ihtiyaç duyduğunu hepimiz biliyoruz. Ancak yeni yasa tasarısıyla bu ihtiyaçlar tamamen göz ardı ediliyor. İnsanlar, yaşamlarını kolaylaştıracak araçlara erişemediği gibi, bu kısıtlamalarla daha fazla zorlukla karşı karşıya bırakılıyor.
Sözde Yerli Üretim Şartı
%20 yerli üretim şartı dayatması, yerli otomobil üretimini desteklemek gibi bir amaç taşıyor olabilir. Ancak bu, engelli vatandaşların ihtiyaçlarını göz ardı ederek yapılmamalıdır. Öncelik, insanların yaşam kalitesini artırmak olmalı, dayatmalarla onları zor durumda bırakmak değil.
Sonuç
Bugün yapılması planlanan bu düzenleme, engelli bireylerin hayatını daha da zorlaştırmaktan başka bir işe yaramayacak. Her fırsatta “sosyal devlet” vurgusu yapanların, önce bu yanlış kararları düzeltmesi gerekiyor.
“Aracıma dokunma!” demek sadece bir slogan değil; engelli bireylerin, hak ettikleri yaşam kalitesine ulaşmak için verdikleri bir mücadelenin ifadesidir. Bu tasarı bir an önce gözden geçirilmeli, engellilerin haklarına yönelik bu haksızlık sona erdirilmelidir.
Mehmet Açık