Sahte Arkadaşlar: Gölgeden Öteye Geçemeyenler
Hayatta dostluk, insanın en kıymetli hazinelerinden biridir. Ancak bu hazine her zaman altından yapılmaz; bazen sadece parlayan ama dokunduğunuzda dağılan sahte bir maden gibi yanıltıcı olabilir.
Bu durum, “Sahte arkadaşlar gölge gibidir. Güneşte seni takip eder, karanlıkta ise ortadan kaybolurlar” sözünde özetlenmiştir. Bu derin anlamlı cümle, dostluklarımıza farklı bir pencereden bakmamız gerektiğini hatırlatır.
Gün ışığı, refahı ve mutluluğu temsil eder. İnsanlar güçlü, başarılı ve hayatları düzgün bir çizgide ilerlerken etrafında birçok kişinin olduğunu fark eder. Herkes o ışığın parıltısından bir pay almak ister, kendini o sahnede göstermeye çalışır. Ancak asıl sınav, karanlık bastığında başlar. Hayatın getirdiği sıkıntılar, belirsizlikler ve zorluklarla karşılaştığınızda yanınızda kaç kişi kalıyor? İşte o an, gölge gibi yalnızca güneş ışığında sizinle olanların gerçek yüzünü görürsünüz.
Sahte arkadaşlıkların temelinde genellikle çıkar ilişkileri yatar. Birlikteyken enerji ve mutluluk veren bu insanlar, ihtiyaç duyduğunuz anda size sırt çevirebilirler. Onlarla bir sorun paylaştığınızda ya da yardıma ihtiyaç duyduğunuzda, aniden “meşgul” olurlar, mesafeli davranırlar veya tamamen kaybolurlar. Gerçek dostluk ise böyle anlarda kendini belli eder; zor zamanlarda sizi destekleyen, omuz veren, hatta hiçbir şey yapamasa bile yanınızda olduğunu hissettiren insanlardır.
Bu söz, yalnızca sahte arkadaşları fark etmekle ilgili değil, aynı zamanda kendi dostluk anlayışımızı da sorgulamamıza vesile olmalıdır. Biz kimin gölgesi oluyoruz? Gerçek dost mu, yoksa sadece parlak anların peşinde koşan biri mi? İlişkilerimizde samimiyeti, empatiyi ve sadakati birincil önceliğimiz yapmalıyız. Çünkü hayat, bir gölge oyunundan ibaret değildir.
Unutmayalım ki, zor zamanlar yalnızca gerçek karakterleri değil, gerçek dostlukları da açığa çıkarır. Gölgeden fazlası olabilen dostlara sahip olmak için kendimiz de karanlıkta parlayan bir ışık olmayı öğrenmeliyiz.
Nihal Taş