Son dönemde Türkiye siyasetinde milletvekillerinin seçildikleri partilerden istifa ederek başka partilere katılmaları, kamuoyunda ciddi tartışmalara yol açmaktadır. Bu durum, seçmen iradesine saygı, siyasi etik ve demokratik temsil açısından sorgulanmaktadır.
İYİ Parti’den AKP’ye Geçişler
Özellikle İYİ Parti’den Adalet ve Kalkınma Partisi’ne (AKP) gerçekleşen transferler dikkat çekmektedir. Örneğin, Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu, 2 Kasım 2023’te İYİ Parti’den istifa etmiş ve kısa bir süre sonra AKP’ye katılmıştır. Hatipoğlu’nun bu kararı, seçim öncesi “Tabii ki geçmem. Ne işim var?” şeklindeki ifadeleriyle çelişmiş ve kamuoyunda tepkilere neden olmuştur. 
Benzer şekilde, Manisa Milletvekili Tamer Akkal da 2019 yılında İYİ Parti’den istifa ederek AKP’ye katılmıştır. Akkal’a parti rozeti, dönemin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından takdim edilmiştir. 
Siyasi Etik ve Seçmen İradesi
Milletvekillerinin parti değiştirmesi, demokratik sistemlerde bireysel bir hak olarak görülse de, seçmenlerin oy verirken tercih ettikleri partinin politikaları doğrultusunda temsil edilme beklentisi göz ardı edilmemelidir. Bu tür geçişler, seçmenlerin güvenini sarsmakta ve siyasi etik açısından sorgulanmaktadır.
Yasal Düzenleme Gerekliliği
Bu bağlamda, milletvekillerinin parti değiştirmelerinin yasalarla sınırlandırılması veya belirli kurallara bağlanması gerektiği yönünde görüşler artmaktadır. Böyle bir düzenleme, hem seçmen iradesine saygıyı pekiştirecek hem de siyasi partilerin iç disiplinini güçlendirecektir.
Sonuç
Siyasi partiler ve milletvekilleri, seçmenlerine karşı sorumluluklarını unutmamalı ve etik değerlere bağlı kalarak hareket etmelidir. Parti değiştirme süreçlerinin şeffaf, gerekçeli ve seçmen iradesine saygılı bir şekilde yürütülmesi, demokratik sistemin sağlıklı işlemesi açısından elzemdir denildi.
(GHA)