Truva Atı ve Hayatı Tabutda Arayanlar: kitabından kesitler Bir İslam Devrimi ve Ekim Devrimi Karşılaşması
Eluca Atalı
“Eğer Allah evine yapılan masraflar kendini kurtarmazsa o zaman nasıl olacak?” Bu, hayatını tabut içinde arayan bir kişinin içsel sorgulamalarının derinliğini yansıtan bir sorudur. Bu sorunun arkasında yatan, bir tarihsel sürecin gerilimli ve karmaşık yapısıdır. Bir yanda, geleneksel bir dünya görüşü ve misyoner bir lider, diğer yanda ise devrimci düşüncelerin çatıştığı bir ortam. İmam’ın sözü, kendi inançlarına sadık kalmaya çalışan bir adamın dile getirdiği bir çıkış noktasıdır. Ancak karşısındaki varisin cevabı, yalnızca bir “hayal kırıklığı” değil, aynı zamanda bir reddediştir.
Hayatla ilgili en büyük sorular, zaman zaman insanın kendi zihin yapısının dağılmasıyla gelir. “Ümitsiz misin?” sorusu, her iki karakterin zıt bakış açılarını barındıran bir gerginlik yaratır. Bu diyalogda yalnızca iki farklı dünya görüşü değil, aynı zamanda geçmişin ve geleceğin çatışması da yansır. Varisin, Lenin’in heykelinin zihninde canlanması, sadece tarihsel bir sembolün yeniden doğuşu değildir; aynı zamanda bir dünya görüşünün ve ideolojinin etkisinin simgesel bir ifadesidir.
Lenin’in Ekim Devrimi’ni simgeleyen granit heykeli, İmam’ın gözünde sadece bir anıt değil, aynı zamanda bir karşıtlık ve itirazın simgesidir. Lenin’in devrimci mirası, İslam Devrimi’nin ruhuyla karşı karşıya gelir. Bu, yalnızca tarihsel bir diyalog değil, aynı zamanda ideolojik bir çatışmanın da izlerini taşır. Lenin, İslam Devrimi’nin yaratıcılarına bakarak, “Gerçek Lenin misin?” sorusunu sorar. İmam, Lenin’in devrimci geçmişine bir yanıt verirken, aynı zamanda çağdaş dünyanın gelişim ve çözüm önerilerini savunur.
Komünizm ve İslam Devrimi’nin karşıtlıkları, bir ideolojik savunmanın ötesine geçerek, tarihi bir bağlamda kıyaslanır. Lenin’in, “Komünistler hepsi takım elbiseli olur, kravat takar ve güzel nutuk atar” eleştirisi, ideolojilerin halkla olan ilişkisini ve insanın manevi gücünü sorgulayan bir yaklaşımdır. Aynı zamanda, bu sözler, ideolojik ve pratik dünyanın zıtlıklarını da gözler önüne serer.
İslam Devrimi ve Ekim Devrimi: Yeniden Kurma Fikri
Daha sonra gelen “Yeniden kurma” fikri, her iki tarafın da geçmişte kazandıkları zaferleri sorgulamaya ve mevcut düzeni yeniden şekillendirmeye yönelik bir taleptir. Lenin, bu kavramı ilk kez duyar ve bu ona bir tezat olarak gelir: “Yeniden kurma!..” Bu kelime, onun geçmiş devrimci mirasıyla uyuşmaz bir kavram olarak duyulur. Ancak, İmam bu kavramı modern dünyanın gelişen ihtiyaçlarına ve demokratik toplumların kurulumuna yönelik bir çağrı olarak sunar.
İmam’ın “Yeniden kurma” düşüncesi, onun devrimci bir bakış açısına sahip olduğunu gösterir. Modern dünyada, gelişen düşünceler ve toplumsal değişim, toplumsal yapıyı yeniden şekillendirmeyi gerektiriyor. Lenin’in yerleşik devrimci anlayışı ise, bir noktada yeni çağın ihtiyaçlarına karşı direnç gösterir. Bu noktada, “yeniden kurma” fikri, bir düşüncenin evrimini, çağdaş bir demokratik toplum yaratma sürecini simgeler.
İdeolojik Çatışmanın Sonuçları
Sonuçta, her iki karakter de birbirlerinin geçmiş ideolojilerine bir şekilde itiraz ederken, kendi anlayışlarını savunma noktasına gelir. Lenin, komünizmin halkla ve toplumla olan bağlarını sorgularken, İmam bu sorgulamayı İslam Devrimi’nin modern dünyada nasıl evrileceği üzerine yapar. Bu diyalogda sadece tarihsel bir çatışma değil, aynı zamanda ideolojik bir mücadelenin izleri vardır.
İmam’ın cevabı, Lenin’i adeta bir “değişim” sürecine sokar. Lenin’in geçmişi, onun varisi ve devrimci mirası, İmam’ın elinde değişime uğrar. Her iki lider de tarihin ve ideolojilerin taşıyıcılarıdır. Ancak, bu ideolojiler bir araya geldiğinde, birbirlerinin etkilerini hissederler ve bu, bir karşıtlık değil, bir geçiş sürecinin izlerini taşır.
Ekim Devrimi ve İslam Devrimi, tarihsel bir kesitte kesişir. Bu kesişim noktası, insanlığın bir adım daha ileriye gitmesi için verilen mücadeleyi temsil eder. Ancak bu mücadelede sadece geçmişin değil, geleceğin de etkisi büyüktür. Yeniden kurma, sadece bir çağrıdır; bu çağrı, geçmişin ağırlığından sıyrılıp yeni bir dünya kurma çabasıdır.
Eluca Atalı