Yalova Halk Eğitim Merkezi’nde Skandal Atama: Liyakat Yerine Keyfi Karar mı?
Rusça Öğretmeni Seçiminde Büyük Tartışma
Yalova Halk Eğitim Merkezi’nde Rusça kurslarına yönelik büyük bir talep olduğu belirtilirken, öğretmen seçiminde yapılan tercih, liyakat ilkesine aykırı bir karar olarak büyük tepki çekti.
Öğretmenlik başvurusunda bulunan iki adaydan biri Rus Dili ve Edebiyatı mezunu ve yüksek lisans yapmış bir eğitimci, diğeri ise biyoloji meslek lisesi öğretmenliği mezunu bir kişi olmasına rağmen, biyoloji öğretmenliği mezunu adayın tercih edilmesi şaşkınlık yarattı.
Bu karar, “Öğrencilere en iyi eğitimi verecek kişi neden seçilmedi?” sorusunu gündeme taşıdı. Rusça gibi özel uzmanlık gerektiren bir branşta, alanında eğitim almış bir öğretmen yerine farklı bir branştan mezun birinin tercih edilmesi hangi kriterlere göre yapıldı?
Bu olay sadece bireysel bir atama meselesi değil, eğitimde liyakat, kalite ve adaletin sağlanıp sağlanmadığı konusunda ciddi bir sınav niteliği taşıyor.
Yetkin Öğretmen Elemeye Uğradı, Müdür Suskunluğunu Koruyor
Öğretmen seçim sürecinde yaşananlar, Yalova Halk Eğitim Merkezi’nde objektif kriterlerin göz ardı edildiği yönündeki şüpheleri artırdı. Alanında eğitim görmüş ve akademik olarak kendini geliştirmiş bir öğretmenin tercih edilmemesi, “Burada başka bir hesap mı dönüyor?” sorusunu akıllara getirdi.
İddiaya göre, Rus Dili ve Edebiyatı mezunu ve yüksek lisans yapmış öğretmen adayı, neden tercih edilmediğini sorduğunda Halk Eğitim Müdürü Cengiz Göktürk’ün sert bir tepki gösterdiği ve “Konuşmana dikkat et. Sen gör kiminle konuşuyorsun. Bize hesap soramazsın.” şeklinde tehditvari bir yanıt verdiği belirtiliyor.
Eğer bu iddialar doğruysa, şeffaf olması gereken bir kamu kurumunda, hesap verebilirlik yerine baskı ve sindirme politikası mı uygulanıyor?
Halk Eğitim Müdürü Cengiz Göktürk’ün bu atama sürecine dair kamuoyuna bir açıklama yapmaması ise olayın üzerindeki soru işaretlerini artırıyor.
Öğrencilerin Geleceği Riski Atılıyor
Yüzlerce öğrenci, gelecekte iş imkanlarını artırmak, eğitimlerini ilerletmek ve küresel dünyaya daha iyi uyum sağlamak amacıyla Rusça öğrenmek için bu kurslara kayıt yaptırıyor. Ancak, bu kursları verecek öğretmenlerin liyakat yerine farklı kriterlere göre seçilmesi, eğitimin kalitesini ciddi anlamda düşürüyor.
Bu karar, yalnızca bireysel bir mağduriyeti değil, öğrencilerin ve toplumun eğitim hakkının gasp edilmesini de içeriyor. Eğitim, bireylerin kendilerini geliştirmesi için bir fırsattır ve bu fırsat, kişisel tercihler, adam kayırma veya keyfi kararlarla baltalanmamalıdır.
Yetkililer Sessiz Kalacak mı?
Bu kararın arkasındaki sebeplerin kamuoyuna açıklanması gerekiyor. Yalova İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün bu konuda herhangi bir değerlendirme yapıp yapmadığı henüz bilinmiyor. Ancak, kamu kaynaklarıyla finanse edilen bir kurumda şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkesinin ihlal edilmemesi gerekir.
Halk Eğitim Merkezi gibi kamuya açık ve toplumun eğitim ihtiyacını karşılamakla yükümlü bir kurumda, öğretmen seçiminde kişisel tercihler, tanıdık ilişkileri veya başka etkenlerin devreye girmesi, eğitimde haksızlık yaratır ve fırsat eşitliğini zedeler.
Bu nedenle yetkililerin derhal şu sorulara açıklık getirmesi gerekmektedir:
1. Rusça alanında uzmanlaşmış bir öğretmen varken, neden farklı bir branştan mezun bir kişi tercih edilmiştir?
2. Atama sürecinde hangi kriterler göz önünde bulundurulmuştur?
3. Eğitimde liyakat ve kaliteyi korumak için ne gibi denetimler yapılmaktadır?
4. Öğrencilere en iyi eğitimi sunacak bir öğretmen yerine başka birinin seçilmesi, kamu yararı ile nasıl bağdaştırılmaktadır?
Eğer bu sorular cevapsız kalırsa, eğitim sisteminde liyakatin yok sayıldığı ve keyfi uygulamalara göz yumulduğu anlamına gelir.
Konunun Takipçisiyiz!
Bu meselenin bir skandal olarak unutulup gitmesine izin verilmeyecek. Kamuoyunun tepkisi ve yetkililerin nasıl bir tutum sergileyeceği büyük bir merak konusu. Bu süreç takip edilmeli ve adaletin sağlanması için gerekli adımlar atılmalıdır.
Eğitimde liyakat ve kalite olmazsa, ilerleme mümkün değildir. Yetkililer bu konuda sessiz kalmayı mı tercih edecek, yoksa kamu vicdanını rahatlatacak adımlar mı atacak?
Bu soruların cevabı, kamuoyunun dikkatle izlemesi gereken bir süreç olacak.