featured
  1. Haberler
  2. Köşe Yazıları
  3. Abidin Yağmur’un kaleminden; “Belediyye-2”

Abidin Yağmur’un kaleminden; “Belediyye-2”

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Perşembe günü bu sütunlarda yayınlanan yazım şöyle bitiyordu:
“Ben de tüm yaşıtlarım gibi, belediyenin insani yanlarını bilmeden, belediyeye denk gelmeden yetiştim.
Sabahtan akşama kadar sokaklarda oynardık da ne bir belediye arabası görürdük ne bir belediye ekibi.
Şimdiki çocuklar şanslı.
Belediyeler dondurma dağıtıyor, limonata dağıtıyor, şeker dağıtıyor, havuza götürüyor, kurs veriyor, parklar yapıyor, oyun alanları yapıyor, eğlenceler düzenliyor.
O zamanlar biz sokaklardaydık belediyeler sokakta yoktu.
Şimdilerde belediyeler sokaklarda ama sokakta çocuklar yok.”
*
Benim çocukluk çağlarımın yetişkinlerine, şimdinin yaşlılarına haksızlık mı ettim acaba?
O zamanlar çocuklar belediyenin insani yanlarını bilmezdi de yetişkinler çok mu bilirdi sanki.
*
Belediyelere, belediye başkanlarına, belediye memurlarına hatta belediye işçilerine karşı insanların saygılı olduğunu hatırlıyorum.
Saygılı ve mesafeli.
O zamanlar belediyelere, seçimle işbaşına gelen kişilerin yönettiği kurumlar gibi değil de otoritenin bir parçası olan kurumlar gibi bakılırdı.
Kimse belediyeden pek bir şey istemezdi.
Sular aksın, çöpler toplansın yeterdi.
Yok projeymiş, yok vizyonmuş, yok marka şehirmiş, yok öyleymiş böyleymiş bilmezdi vatandaş.
Çoğu zaman kapısının önünü, sokağını kendisi süpürürdü.
Kar yağardı, cadde buz olurdu, esnaf buzu kırardı.
Her sokak başında tatlı su çeşmesi vardı o zamanlar Sivas’ta, musluk kırılsa mahalle sakinleri tamir ederdi.
Esnafın denetim işi zaten esnafın kendisindeydi, biraz da mahallelide.
Zabıta gelip de fırında ekmek de tartmazdı marketlerde fiyat etiketine de bakmazdı.
Hem zaten market de yoktu henüz, bakkallar vardı.
Evlerin lağımları tıkanırsa, Dikilitaş’ta, ellerinde kazmalarla bekleşen lağım işçileri çağrılırdı yevmiye karşılığında, lağımı onlar açardı.
Yağmur yağsa, mazgallar tıkansa mahalleden biri ya bir esnaf ya da vardiyadan dönen bir işçi mazgalları açardı.
Mahallenin yaşlılarına komşular bakardı.
Yemeklerini birileri getirir, çamaşırlarını birileri yıkar…
Banyolarını biri yaptırır…
Evlerini biri temizler…
Tıraşlarını biri yapar…
Evlerini biri onarır…
Çok soğuktu Sivas ama kimse donarak ölmezdi.
Acından ölen de olmazdı, komşular oldukça.
*
Herkes kendi başının çaresine bakmayı öğrenmişti.
Yetişkin yurttaşlar da çocuklar gibi pek bilmezdi belediyenin insani yüzünü.
Hizmet yüzü ona keza.
Varla yok arasıydı belediyeler.
*
Şimdilerde öyle mi?
Vatandaşın yemeğinden çamaşırına, evinin temizliğinden tansiyonunun ölçümüne, otobüs kartından alışveriş kartına kadar her şey belediyelerden soruluyor.
Vatandaşın canı sıkılmasın diye konser düzenleyen mi dersin, oyun evi, dinlenme evi açan mı dersin, hobi bahçesi kuran mı dersin, geziye götüren mi dersin, sinemaya götüren
mi dersin…
Her işe yetişmeye çalışıyor belediyeler.
Artık hayatın her alanında belediyeler var.
Vatandaş hayatın her alanında belediyeleri görmek istiyor.
*
Belediyeler de zaten buna teşne.
Çünkü ne kadar iş, o kadar bütçe demek.
Para harcanacak ki belediyeler de belediye olduklarının tadına varsın!
*
Fakat vatandaş belediyelerin bunca etkinliğine rağmen memnun değil.
Beğenmiyor.
Sürekli bir kusur bulma, sürekli bir eleştirme çabası var.
Belediyeler hep veriyor…
Vatandaş hep istiyor…
Yetmiyor!
*
Bu hep verme hep isteme ilişkisi bir yerden sonra belediyenin kamu otoritesi yanını da zayıflatıyor. Belediye başkanı, o otorite ve saygınlığını koruyabilmek için kamusal
hizmetlerin dışında da hep bir şeyler vermek zorunda kalıyor.
Çünkü vermeyi keserse, vatandaş sosyal medyadan veryansın ediyor:
“Bana bak Vahap!”
“Bana bak Haluk Efendi!”
“Bana bak Mustafa!”
“Bana Bak Atsız Efendi!”
*
Son notu düşelim:
Bu hep verme hep isteme ilişkisi şehirlerin yoksul mahallelerinde yok.
Yoksul mahallelerde insanlar hâlâ belediyelerle fazla temas etmeden yaşıyor.
Bir halk ekmek, bir asfalt, biraz temizlik…
Uyarına gelirse Ramazan’da bir iftar çadırı.
Hepsi bu…

Abidin Yağmur

1
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Abidin Yağmur’un kaleminden; “Belediyye-2”
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Giriş Yap

Güncel Haber Ajans ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin