Sabaha karşı, şubat ayazında, başımıza yıkıldı evlerimiz.
Sokakta kaldık, karakışta.
Ne ayakta çorap ne başta şapka.
Ekmek bulamayanlar oldu.
Su bulamayanlar.
Çadır bulamayanlar.
Battaniye bulamayanlar.
Cenazesini enkaz altından çıkarmak için bir yardımcı bulamayanlar.
Öyle perişanlık ki sanki kıyamet günü, sanki dünya kurumuş.
*
Bürokrasi bin yıldır olduğu gibi bu topraklarda, yine ağır.
2 gün sonra geldiler kimi yere.
Kimi yere daha da geç…
“Sesimi duyan var mı” diyenlere, “Buraya yardım gönderin” diyenlere, “Devlet nerede” diyenlere kızdılar üstelik.
Yalancı da olduk afet gününde!
*
“Kundağımız, kefen bezimiz” der ya Ahmet Arif Çukurova için.
Anadolu da kundağımız, kefen bezimiz değil midir?
Doğarız; Anadolu’nun kundağına sararlar bizi.
Acıksak ağlamak yasak, canımız yansa ağlamak yasak.
Büyürüz; canımız yansa söylemek yasak, aç kalsak söylemek yasak, hakkımız yense söylemek yasak, hakkımızı istemek yasak…
Umut etmek yasak, mutluluğu aramak yasak…
*
Deprem olur; “ortada kaldık” demek yasak, “yardım gelmedi” demek yasak, “aç kaldık” demek yasak, “devlet nerede” demek yasak, “bari cenazemizi verin” demek yasak.
Ölürüz; Anadolu toprağı kefen olur bize, ağlamak yasak.
*
Ahmet Arif 33 kurşun şiirinde şöyle der:
“Kirveyiz, kardeşiz, kanla bağlıyız
Karşıyaka köyleri, obalarıyla
Kız alıp vermişiz yüzyıllar boyu,
Komşuyuz yaka yakaya
Birbirine karışır tavuklarımız”
*
Türkiye ile Suriye sınırında mayınlar vardı senelerdir, tavuklar birbirine karışamıyordu.
Deprem oldu…
Yıkıntılar, feryatlar, ölüler birbirine karıştı.
Binlerce ölü var orada da.
Binlerce çocuk aç ve açıkta.
Kendi canımızın derdine düştük, adını bile anmadık Suriye’nin.
Hemen yanı başımızda oysa, sınır komşumuz, birbirine karışırdı tavuklarımız.
Aynı deprem yıktı iki komşuyu.
Ama oradan hiç söz etmedik.
Duymazdan geldik.
Görmezden geldik.
Oysa aynı deprem yıktı iki komşuyu…
*
UEFA’nın düzenlediği futbol maçları öncesinde futbolcular Türkçe ve Arapça “Yanınızdayız” pankartları açtılar.
“Türkiye ve Suriye seninle birlikteyiz” yazdılar ekranlara.
Türkiye ve Suriye bayraklarını yan yana açtı Fransız, Alman taraftarlar.
Onlar duydu oradan depremin iki yanını…
Biz buradan duymadık depremin öbür yanını…
*
Ne demişti şair:
“Kardeşin duymaz eloğlu duyar.”
*
Şimdi içinizden birileri, ne birileri belki hepiniz diyeceksiniz ki “Suriyeliler benim kardeşim” değil.
Öyle ya, Suriyeliler senin kardeşin değil.
Dünya âlem, özellikle zengin ülkeler senin kardeşin, zaten halklar da kardeş, sen de zaten ırkçı değilsin, ama Suriyeliler senin kardeşin değil.
Çünkü Suriyeliler perişan, Suriyeler kendi kendini bitirmiş.
Suriyeliler düşmüş…
Ne denir?
Düşmeyegör…
Düşme…
*
O zaman şöyle değiştirmeli mi o şiiri:
“Komşun duymaz, eloğlu duyar”
Mersin Güney Gazetesi
Abidin Yağmur