featured
  1. Haberler
  2. Köşe Yazıları
  3. Adalet ve Toplum: Sorumsuzluğun Bedelini Kim Ödüyor?

Adalet ve Toplum: Sorumsuzluğun Bedelini Kim Ödüyor?

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Sorumsuzluğun Dayanılmaz Hafifliği: Bir Ülkenin Kolektif Sorumluluğu

“Bir ülkeyi anlamak için, orada insanların nasıl öldüklerine bakın!”

Bu sözle başlamak istiyorum, çünkü aslında yaşadıklarımızın, toplumların ve devletlerin nasıl bir yapıya sahip olduğunu anlamak için en çarpıcı noktalardan biridir ölüm.

İster doğal felaketlerle, ister insana bağlı hatalarla olsun, kayıplar toplumsal refleksin ne denli önemli olduğunu ortaya koyar. Bizim de yaşadıklarımız, tüm bu reflekslerin eksikliğini ve bu eksiklikten doğan sorumsuzluğu gözler önüne seriyor.

Kolektif Zihniyet ve Sorumluluk

Öncelikle kabul etmeliyiz ki, Türkiye bir doğu toplumudur ve burada işler biraz farklı yürür. Kadercilik, toplumun genel anlayışında büyük bir yer tutar. Bunu sadece inançla sınırlamamak gerekir; tarih boyunca yaşadığımız savaşlar, felaketler, göçler ve kayıplar, hep bir sorumsuzluk, gaflet ve ihmaller zincirinin sonucudur. Geçmişin tekrarları, ders almama alışkanlığı ve unutuş, bizim temel özelliklerimiz arasında yer alır.

Ancak mesele sadece bireysel hatalarla sınırlı değil. Hepimiz aynı gemideyiz. Kolektif bir sorumluluk var. Bir toplumun içerisinde sorumluluk yalnızca bir kişinin değil, hepimizin omuzlarındadır. Şehirli olanından köylüsüne kadar, hatta feodal ilişkilerden uzak olanlar bile bu sorumluluktan muaf değildir. Hatalar, suçlar hepimizin ortak sorumluluğudur. Ancak ne yazık ki, toplum olarak bunu görmekte zorlanıyoruz. Herkes birilerini suçlamakla meşgul, kimse üzerine düşeni yapmıyor. Oysa suçlu ayağa kalkacaksa, tüm toplum birden ayağa kalkmalıdır. İlk taşı atacak günahsız arayışı, kolektif bir zihniyetin eksikliğini daha da derinleştiriyor.

Yolsuzluk ve Çürümüşlük: Küresel Bir Sorun

Bugün dünyanın büyük derdi nedir? Yolsuzluk ve çürümüşlük. Bu sorun sadece bizimle sınırlı değil. Hemen her ülkede benzer dertler var. Toplumlar artık yönetilemez bir noktaya gelmişken, toptan bir yenilenme ve yeniden yapılanma gereklidir. Bu yalnızca bir ülkenin değil, tüm dünyadaki toplumların sorunudur.

Adaletin Olmadığı Yerde Kaos Vardır

“Adalet mülkün temelidir.” Ne kadar doğru bir söz! Adaletin olmadığı yerde her şeyin çürümesi kaçınılmazdır. Eğer adalet kaybolursa, kaos başlar. Terör, yolsuzluk ve daha birçok kötülük bu ortamda ortaya çıkar. Peki, nereden başlamalıyız? Adaletin kayıtsız ve şartsız tesisi gereklidir. Adamına göre muamele yapılmamalıdır. Toplumda görev ve yetkiler net bir şekilde belirlenmeli, sorumluluklar kimseye ait olmadan üstlenilmelidir. Kamu yönetimi, yerel ve merkezi hükümet çekişmelerinden arındırılmalıdır.

Sorumluluk Üstlenmekten Kaçınan Bir Toplum

Bugün bir kriz yaşandığında, sorumluluk üstlenmek yerine herkes başkasını suçluyor. Kamusal alanda, eş, dost, akraba ilişkileri her zaman ön planda oluyor. “Alaturka” ilişkilerle işler yürütülüyor. Kamu görevlilerinin, üstlendikleri görevlerden kaçınmak yerine, hatalarını kabullenip özür dilemeleri ve gerektiğinde istifa etmeleri erdemli bir davranış olacaktır. Ancak ne yazık ki, bizim kültürümüzde istifa müessesesi pek de yaygın değil. Bu tür durumlar, toplumu daha da zayıflatıyor.

Felaketler ve İhmaller Zinciri

Son zamanlarda yaşanan felaketler, sorumsuzca davranışların ve ihmallerin sonucudur. Depremler, seller, yangınlar gibi doğal afetler bir yana, insan eliyle yapılan hatalar da ayrı bir dert. Ne yazık ki, bu sorunlar silsilesi bir türlü son bulmuyor. Bir cinayet, bir yolsuzluk skandalı, bir toplumsal felaket, peşinden başka birine yol açıyor. Ülke imajı büyük bir yara aldı. Biraz özgüven kazanmışken, yine boynumuz büküldü.

Güçlü Bir Şekilde Çıkmalıyız

Tüm bu sorunlardan güçlü bir şekilde çıkmalıyız. Ama nasıl, ne zaman, hangi adımlarla? Bunu bilemiyorum. Ancak şu bir gerçek ki, eğer bu toplumu yeniden ayağa kaldırmak istiyorsak, kolektif bir sorumlulukla hareket etmemiz gerekmektedir. Suçlamak yerine, üzerine düşeni yapan bir toplum olmalıyız. Bu süreç uzun ve zorlu bir yolculuk olacak, ancak inancımızı yitirmemeliyiz. Sonuçta, ancak toplumsal bir yenilenme ile çıkılabilir bu karanlık yoldan.

Her şeyden önce, adaletin ve sorumluluğun temelleri atılmadan bu halkın huzur bulması mümkün olmayacaktır.

Nihal Taş

0
mutlu
Mutlu
6
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Adalet ve Toplum: Sorumsuzluğun Bedelini Kim Ödüyor?
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Giriş Yap

Güncel Haber Ajans ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin