Kamuoyuna ve Yetkililere Çağrı
Son dönemde adliye çalışanları arasında artan intihar vakaları, toplumumuzu ve özellikle adliye camiasını derin bir acıya boğmaktadır.
En son metroda yaşamına son veren meslektaşımızın trajik ölümü, yalnızca bireysel bir kayıp değil, çözülmeyi bekleyen bir sorunlar yumağının dramatik bir yansımasıdır.
Bu acı olaylar; ekonomik sıkıntılar, aşırı iş yükü, mobbing ve sosyal yaşamdan kopukluk gibi kronik sorunların adliye çalışanlarını nasıl bir çıkmaza sürüklediğini açıkça ortaya koymaktadır. Yetkililerin bu sorunlara duyarsız kalışı ise çalışanlarımızı daha büyük bir umutsuzluğa sürüklemektedir.
Sorunlar Net, Çözümler Bekleniyor
1. Yoksulluk sınırının altında maaşlar: Adalet sisteminin yükünü taşıyan çalışanlarımız, insanca yaşam standartlarından uzak, geçim sıkıntısı içinde mücadele etmektedir.
2. Karşılığı ödenmeyen fazla mesailer: Mesai saatleri gözetilmeksizin çalışan personelin emeği görmezden gelinmektedir.
3. Aşırı iş yükü ve yoğun stres: İşlerin yetiştirilmesi adına ailelerinden ve sosyal yaşamlarından uzaklaşan çalışanlarımız, hem fiziksel hem psikolojik olarak tükenmektedir.
4. Mobbing ve baskı ortamı: Amirlerin keyfi tutumları ve baskıcı yönetim anlayışı, çalışanların motivasyonunu ve ruh sağlığını tehdit etmektedir.
5. Sosyal yaşam yoksunluğu: Düzensiz mesai saatleri ve ağır iş yükü nedeniyle çalışanlarımız sosyal yaşamdan tamamen kopmuş durumdadır.
Yetkililere Çağrı
Adalet sisteminin temel taşları olan adliye çalışanları, uzun süredir göz ardı edilen bu sorunların çözümünü beklemektedir. Artık başsağlığı mesajları ve temenniler değil, somut ve etkili adımlar görmek istiyoruz:
• Maaşlar, insanca yaşam seviyesine çıkarılmalıdır.
• Fazla mesailerin karşılığı eksiksiz ödenmelidir.
• Mobbing ve baskıya karşı etkin denetim mekanizmaları kurulmalıdır.
• Çalışanların iş yükü hafifletilmeli, personel takviyesi sağlanmalıdır.
Unutulmamalıdır ki adalet sistemi, yalnızca hakim ve savcıların değil, tüm adliye çalışanlarının omuzlarında yükselmektedir. Çalışanlarımızın sesine kulak verilmezse, yalnızca onların değil, adalet hizmetinin sürdürülebilirliği de büyük bir tehlike altına girecektir.
Bir kişinin daha hayatını kaybetmesine izin vermeyin.
Saygılarımızla,
Fatih Küpeli