Isınınca kendimi suçlu hissediyorum. Enkazın başına gidince bir süre sonra dayanamıyorum.
Biz elimizden geldiğince yardım ve yemek dağıttık.
Bazen de bir bardak sıcak çay çorba verdiler elimize teşekkür ettik.
Onları izledim. Müthiş organize bir şekilde çalıştılar.
Hiç seslenmeden reklam yapmadan çöp topladılar. Etrafı süpürdüler.
İnsanlara yardım ettiler.
Büyük bir özenle Özbek pilavı pişirdiler.
Yanlarına gittim babama babaanneme benzettiim sizi Çeçen misiniz diye sordum.
Özbek’lermiş.
Kaybettiğim canım Pınar’ımın yapmayı en sevdiği pilavdı.
Kardeşimi çağırdım ve onları tanıştırdım. Yetimlerden, yardıma ihtiyacı olan çocuklardan neler yapabileceğimizden bahsettik.
Sonra benim canım oturdu o dumanı üstünde mis gibi pilavı anılarını anlatarak yedi.
Arabaya geldim ağlayarak diğer kardeşimi aradım. Pınar özellikle yaptı bunu.
Gitmeden önce son bir defa sevdiğine pişirdi ve yedirdi. Beni elçi gönderdi.
O burada ve artık enkazdan çıkacak dedim.
10 dakika sonra haber aldık.
Özetle onlar birbirlerini çok sevdi.
Pınar çocuklarını çok sevdi giderken o pırlanta kalpli evlatlarını bırakamadı bu dünyada.
Anlatamayacağım çok şey yaşadım.
Özetle bu 6 gün bana en az 60 yıllık hayat dersi, çaresizlik, acı, sevgi, gözyaşı ve insan olmaya dair ne varsa verdi.
Kalbimize dokunan yardım eden, etmeye çalışan herkese minnetle, teşekkürle…
GHA – Hatay
Asuman Kerkez