Cumhurbaşkanı Erdoğan, TRT ortak yayınında gündemi değerlendirdi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TRT ortak yayınında gündemi değerlendirdi.
Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“İstihdama destek paketimiz nedir diye sorarsanız.? Küçük ve orta ölçekli işletmelerimize yönelik 50 kişinin altında çalışanı olan tüm alanımızı istihdama katkıları sebebiyle her yeni istihdam için 100 bin liraya kadar Kredi Garanti Fonu Kefaleti ile krediye erişim imkanı sağlıyor ve bu paketten İŞKUR aracılığıyla faydalanmak isteyen işletmelerimizin Sosyal Güvenlik Kurumu işçi ve işveren payları 12 ayın sonuna kadar kredi faizlerinden düşürecek böylece yeni istihdam yapacak işletmelerimiz 11 bin firmayı 10 milyar lirayı bulan bu krediden faydalanmasını sağlayarak 50.000 yeni istihdamın önünü açmak bunun yanında bir de imalata dayalı ithal ikamesi destek paketimiz var ki bu paketle de uzun vadeli kredi imkanı oluşturarak üretime ve ihracata öncelik veren yatırımları destekliyoruz destekleyeceğiz. Özellikle 3 – 4 – 5 ve 6 teşvik bölgelerinde yer alan 58 ilimiz ile ilçelerinde yatırım yaparak istihdam oluşturacak girişimcilerimiz hazine destekli Kredi Garanti Fonu Kefaleti ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın vereceği 7 puana kadar faiz desteği ile yatırım yapmalarının önünü açıyor toplam tutarı 10 milyar lirayı bulan bu destekten hamile programı kapsamında diğer illerimizde faydalanabilecektir.
Faiz zengini daha zengin yapar fakiri de daha fakir yapar özellikle Türkiye ne zaman yüksek faiz kıskacından adım atmışsa çok dikkat etmemiz lazım. Döviz kuru üzerinden manipülatif bir baskıyla hep karşı karşıya kalmıştır. Şimdi ülkemizin bu yolla bir cendereye sokulmak istenmesi bizim tarafımızdan engellenmiştir ve biz buna müsaade etmeyeceğiz. Burada ifade ettiğimiz oyun şu bir defa bu kur faiz spekülasyonu ile karşı karşıyayız.
Dolayısıyla bu spekülasyonu ancak biz engelleriz. Yüksek faiz kazancı için kısa vadeli olarak ülkeye giren küresel sorunlar var yani sıcak para diyoruz ve bu sıcak para döviz kurunu geçici olarak düşürebilir ama bu bizim için ideal olan değildir.
Bir süre sonra bu fonlar yüksek faiz kazancını alıp düşük kurdan tekrar dövize dönerken kur yeniden yükselir, yükselen kuru düşürmek için her seferinde daha yüksek faiz vermek gerekir. Sürekli tekrarlanan bu süreç ülkenin kaynaklarını küresel sermaye aktaran ve ekonomiyi bağımlı hale getiren bir kısır döngüdür.
Şu anda da bunu yaşıyoruz. Aslında faiz enflasyon sarmalına böyle girdik biz de diyoruz ki biz kur faiz enflasyon sarmalında yaşamayacağız ve yatırımı üretimi engellemelerine de müsaade etmeyeceğiz.
Büyümeyi istikrarsız hale getirmelerine müsaade etmeyeceğiz ve biz bu sarmaldan çıkacağız. Bu tezgahın bozulmasını istemeyenler kur manipülasyonu ile bizi yeniden bu oyuna çekmek istiyor.
Küresel finans çevre dedi ve içerideki işbirlikçileri bu kez bunu başaramayacaklar. Şimdi özellikle de hani maliyet enflasyonu denilen bir tez var. Sıkıntı bu değil mi? Yani sanayicinin yatırımcının en önemli engeli nedir? Maliyet enflasyonu türlü maliyetler ne kadar yükselirse onun yatırımdaki gücü de o kadar azalır. Biz tam aksine istiyoruz ki yatırımda bunun gücünü artıralım ondan sonra da uluslararası ihracat da o yatırımcı ne yapsın yarışa çok daha güçlü bir şekilde girsin.
Türkiye’nin özellikle temel göstergeleri ekonomide çok güçlü. Yani bunun dışarıdan birileri zayıf göstermenin gayreti içine giriyor ve bizim ekonomik verilerimizde zayıf değil gayet iyi durumda ülkemiz artık bu kısır döngüyü kırma noktasına gelmiştir ve buradan geriye dönüşte yoktur ve biz buradan geriye dönmeyeceğiz.
Salgın sonrası dünya ekonomisinde yeni dengelerde de bu süreci hızlandırmıştır. Şimdi buraya şöyle bir bakın bu olay sadece ülkemizde mi var. Amerika’da var mı? Almanya’da var mı? İngiltere’sinde var mı? Son zamanda Hollanda’da var mı? Bakıyorsunuz orada da var. Hepsi de bu ciddi kısır döngü içerisinde.
Türkiye güçlü ekonomik dinamiklerine güvenen yabancı yatırımcılar için uzun vadeli yatırımların artık zamanı bir son dönemde Türkiye ekonomisinin sunduğu fırsatları gören önemli yabancı yatırımcıların büyük ölçekli yatırımlar için harekete geçtiğini görüyoruz.
Türkiye’ye uzun vadeli yatırım yapanlar her zaman kazanmıştır kazanacaktır. Bakınız geçenlerde biz Ceyhan’da büyük bir tesisin kimyevi ürünler üretme noktasında bir tesisi 1 milyar 700 milyon dolarlık temelini attık.
Türkiye’deki sermayenin temsilcisi konumunda olan STK’nın burada kalkıp da bize cevap yetiştirmeye kalkması bu da çok manidar.
Biz ne diyoruz bu STK’ya “kamu bankaları eğer kredi istiyorsanız buyurun gelin kredi çekin bankalar hazır mevcut yatırımlarımızı gelin daha da güçlendirir sizlere kredi ise kredi vermeye de hazır.”
1. derecede kamu bankalarının yöneticilerin hep onu söylüyor bak diyorum düşük faizle siz özel sektör bankalarıyla faiz noktasında yarışa girmeyeceksiniz. Tam aksine düşük faizle siz yatırımcımızı teşvik edeceksiniz onların yatırım yapmasını sağlayacaksınız. Ardından da sizden bir şey bekliyoruz istihdamı artıracaksınız istihdamla beraber üretimi artıracaksınız.
Biz 6 sıfırı atıyoruz dediğimiz zaman Taksim Meydanı’nda “anırırım” diyenler vardı.
Bunlar işte bazı köşe yazarlarıydı hatta hatta en yakınımda olanlardan şu anda işte o da siyasette.
Şu anda yüksek faizle sıcak para çekerek döviz kurunu baskılayıp ithalatı ucuzlatmak enflasyonla mücadele değildir.
Bize dayatılan yüksek faiz politikası o da yeni bir olayda değil yerli üretimi yok eden üretim maliyetlerini artırarak yapısal enflasyonu kalıcı hale getiren bir model bu model sıcak para her çıktığında kur artışı ile enflasyonun yeniden tetiklendiği ve yeni faiz artırımlarının gündeme getirildiği sonu olmayan bir sarmaldır.
Geldiğimiz noktada ihracatımızın bu oran önemli ithalatımızı karşılama oranı %90’lara ulaştı. hHamdolsun hızlı bir toparlanma süreci içerisindeyiz.
Şuan turizmde hızlı bir toparlanma içerisindeyiz, hizmet sektöründe olunca yansımalarını görüyoruz.
Turizmde Rusya’dan ciddi bir turist akını var ve memnunlarda Antalya şu anda maşallah hiçbir mevsimde görülmemiş Rus turist çekiyor.
Yani bu konuda Sayın Putin’le olan dayanışmamızdır.
Tabii bu tür turist akını da sağlıyor. Tabii aylık olarak cari işlemler fazlası vermeye başladı. Bu da önem arz ediyor yıllık cari açığımızı da aydan aya hızda azaltıyorum.
İnşallah önümüzdeki yıllık bazda da cari fazla ya geçeceğimiz anlaşılıyor ve buna da inanıyorum.
Türkiye, Makro göstergelerimiz ve son dönemdeki ekonomik performansımız gayet iyi durumdadır. Bu gerçekler ışığında döviz kurunda gördüğümüz son hareketleri ekonomik temelli olmadığı da açıktır daha bunu anlayanlar var anlamayanlar var.
Üretimi yatırımı istihdamı ihracatı ve bununla birlikte gelişen politikalarla ülkemizin giderek güçlenmesi ve bağımsız politikalar izleyebilecek duruma gelmesi elbette bazılarını rahatsız ediyor.
Düşün yani ana muhalefetin başındaki kişi bundan ciddi manada rahatsız oluyor. Neymiş Milli Güvenlik Kurulu bu noktada bu konuların görüşüldüğü yer olamazmış yani hakikaten bu kişi daha siyaseti anlamış değil siyaseti bilmiyor.
Bu konuları nerede görüşeceğiz Milli Güvenlik Kurulu en üst noktada görüşüldüğü ve görüşüleceği yerdir. Bunu başka yere çekmenin anlamı değil şunu bir defa bilmesi lazım Türkiye eski Türkiye değil! Türkiye Finans piyasaları üzerinden ekonomik tehditlere pabuç bırakmaz. Geçti onlar!
Reel ekonomimiz bu tehditleri tamamen boşa çıkaracak güç ve kabiliyeti bunun rahatlığı ile adımlar atıyoruz ve bu tehditlere karşı da rahatlıkla durabiliyoruz.
Faiz zengini daha zengin fakiri daha fakir yapar. Yani şu anda benim normal vatandaşım faiz sarmalı altında inim inim inler.
Bakın ana muhalefetin başındaki zat ne diyor? İndirin diyor bir de biz diyor destekleriz. Şimdi söylemiyorum ama benim şu anda tek başıma bu tür bir kararı alma yetkim var mı yok? Fakat ben dikkat edilirse ta başından beri ilgili mercilere hatta kendilerine diyorum Merkez Bankası bağımsız değil Merkez Bankası bağımsız değil de sen bağımsız olmayan Merkez Bankasından randevu talep ettiğinde Tayyip Erdoğan bunu engelledi mi? Gidip Merkez Bankasını ziyaret ettikten sonra çıkıp dışarıda da tam böyle aksine Merkez Bankasını yıpratacak açıklamalar konuşmalar yapar mı?
2016’dan bu yana bunları tekrar tekrar söyledi. Zaten yanındaki sözcü olan zat da aslında iyi bir faizcidir. Kendisi ise bu işlerden zaten anlamaz. Fakat çok açık net söylüyorum İnşallah seçim öncesine kadar ciddi manada bu faizin düştüğünü bu kuru tetikleyen yüksek faizin de faizin düşüşü sebebiyle kurda da ciddi bir olumlu iyileşmenin olduğunu hep birlikte göreceğiz.
Buna enflasyonda dahil hepsi öyle değil tezimi tekrar ediyorum. Enflasyon neticedir faiz sebeptir ve bunu da göreceğiz neticesiyle göreceğiz.
Yurtiçi Hasıla oranı 2002 yılında % 4,6 iken 2021 yıl sonunda bu oranın % 6,1 olacağı öngörülüyor. Bunların yanında söz verdiğimiz gibi 6. dönem toplu sözleşmede 3600 ek gösterge düzenlemesinin 2022 yılı sonuna kadar tamamlanmasını da kararlaştırdık. Düzenlemenin yürürlüğe girmesi ile birlikte 3600 ek göstergeden faydalanacak.
Türkiye için yeni bir kavram Türkiye Mavi Vatan’da doğalgaz arama fikrini ortaya koydu. Düşüncede kalmadı eyleme geçti ne yaptı doğalgaz arama noktasında önce gemi kiraladı sonra satın aldı aradı ve buldu doğalgazı Karadeniz’de kısa sürede toplamda 540 milyon metreküplük bir doğalgaz keşfi gerçekleşti.
Berat Bey’in Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olduğu dönemde iki tane sismik araştırma gemisi ve ardından sondaj gemileri aldık. Tabii gemilerimizin sayısı 5’e çıktı. Aldık derken hani öyle kimse vermiyordu yani çok kolay olmadı.
İnşallah Haziran 2023’te milletimiz gerekli dersi gerekenlere verecektir.
Bay Kemal’in ne kadar samimiyetsiz olduğunun göstergesidir. Helallesin tabii ki ama bunların helalleşmesi gerekenler o dosya o kadar kabarık tehdit ettikleri mağdur ettikleri ile helalleşmeye başlasa bile hepsinden helallik almaya ömürlerinin yeteceğini de sanmıyorum. Çünkü CHP zihniyeti arkasında o kadar çok mağdur bıraktı ki onlarla helalleşmesi bu dünyada bitmez.
Önce 1 defa başörtülülerden bir helallik dilemesi lazım Boraltan faciasında katledilmesine vesile oldukları 146 Azerbaycanlı kardeşlerimizden helallik dilemeleri lazım.
Lafarge’ın, DEAŞ bağlantısı Fransız yargısı tarafından ortaya konulmuş ve Fransız yargısı da bunu hükme bağlamıştır. Bundan daha başka delil olabilir mi?
Macron’la konuşurken de kendisine bunları söyledim.
CHP’nin lider kadrolarında yalandan başka beslendikleri hiçbir sermayeleri yoktur.
Önce biliyorsunuz Katar’la başladılar tabii o tutmadı.
Abu Dabi yönetimi ile attığımız bu adım tarihi bir adımdır.
11 milyar dolarlık bir ön anlaşma yapıldı ve bu arada tabii atılmış yine adımlar var ve yaptığımız ikili görüşmede de inşallah yani Şubat ayı gibi nasip olursa benim bir iade-i ziyaretim olacak.
Birleşik Arap Emirlikleri ile olan süreç inşallah çok daha farklı bir konuma erişmiş olacak yani biz dargın küskün olduğumuz zaman ondan kendilerine sermaye çıkarmaya çalışıyor bu CHP.
Körfez ülkeleri ile aramızda halen çok ciddi bir işbirliği potansiyeli mevcut ekonomileri biz birbirini tamamlayıcı nitelikte ve karşılıklı faydaya dayalı yeni işbirliği projelerini de ortak yatırımlar için inşallah bir fırsat olarak görüyoruz.
Bütün bölgelerin insanlarının birbiriyle olan münasebetleri farklı kadim tarihimizi beraber inşa ettik beraber paylaştık paylaşıyoruz.”
Hibya Haber Ajansı