Dostluk mu, Düşmanlık mı?
Zaman hızla akıp gidiyor, ilişkiler değişiyor, insanlar dönüşüyor. Eskiden dostluk ve düşmanlık arasındaki çizgi daha netti. Dost, her durumda yanımızda olan; düşman ise açıkça karşıda durandı. Ama şimdi işler değişti. “Herkes birbirini seviyor” gibi görünüyor, fakat bu sevginin bir “aması” var.
O “ama”, ilişkilerdeki samimiyetin sorgulanmasına neden oluyor. Yüz yüze gülümseyen, arkamızdan ne konuşuyor? Birlikte zaman geçirdiğimiz insanlar, gerçekten dost mu, yoksa sadece çıkarları doğrultusunda yanımızda mı? Dost dediğimiz, zora düşen bir anımızda hala yanımızda mı, yoksa ilk fırsatta uzaklaşanlardan mı?
Modern dünyada sosyal medya dostlukları, gerçek ilişkilerin yerini alıyor.
Bir beğeni, bir yorum, bir paylaşım… Dostluğun ölçüsü bu kadar yüzeysel hale geldi. İnsanlar samimiyetin yerini gösterişe bıraktı. Oysa dostluk, varlığını hissettiren, sessiz ama sağlam bir bağdır.
Dostluk zordur, emek ister. Bu nedenle gerçek dostluklar çok kıymetlidir. Bugün çevremize bir bakalım. Kim gerçekten dost, kim sadece “mış gibi” yapıyor? Kendi içimize dönüp, bizim kime dost olduğumuzu da sorgulayalım. Çünkü belki de sorun, dostlarımızda değil, bizim dost olma biçimimizdedir.
Evet, herkes birbirini seviyor gibi görünüyor ama sevginin aması var. Gerçek dostluk, o “ama”yı silip atmaktır. Düşmana bile dostlukla yaklaşmak belki mümkün olmayabilir ama dostu kaybetmek, düşmana dönüşmekten daha büyük bir kayıptır.
Dostlukta samimiyetle kalabilmek dileğiyle…
Nihal Taş