Emeklilik: Bir Zamanlar Hayaldi, Şimdi Çile mi?
Bir zamanlar emekli olmak, bir ömrün karşılığını almak demekti. Çalışma hayatının ardından rahat bir nefes almak, birikimle ev almak, tatile gitmek hayali kuran emekliler vardı. O dönemlerde emekli olmak bir güvenceydi, gelecek kaygısı taşımadan huzur içinde yaşamak demekti. Ancak bugün, tablo çok farklı.
Emeklilik artık rahat bir hayatın değil, geçim derdinin başlangıcı haline geldi. Emekli maaşları asgari ücretin bile altında kaldı, kira ödeyemeyen, faturalarını denkleştiremeyen, temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanan milyonlarca emekli var.
Emekliler İçin “Cennet” Vadeden Yeni Bir Siyaset
Karar Partisi Genel Başkanı Yaşar Aydın, bu tabloya dikkat çekerek “Hedefimiz yaşlılarımıza ölmeden cenneti yaşatmak” diyor. Sözü ağır, ama gerçek. Emeklilik, insanın hayatını idame ettiremeyecek kadar düşük maaşlarla çileye dönüştü. Aydın’ın vurguladığı nokta, emeklilerin hak ettikleri yaşam standardına kavuşması gerektiği.
Türkiye’de gittikçe derinleşen ekonomik kriz, hayat pahalılığı ve düşük maaşlar, özellikle sabit gelirli vatandaşları ve emeklileri vuruyor. Asgari ücret her yıl artarken, emekli maaşları bu artışın çok gerisinde kalıyor. Hal böyle olunca, yıllarca çalışmış, devlete hizmet etmiş insanlar kira bile ödeyemez hale geliyor.
Emeklinin Alım Gücü ve Gelecek Kaygısı
Bir zamanlar emekli olduğunda ev alma, torunlarına harçlık verme hayali kuran insanlar, bugün markete gidip temel gıda ürünlerini almakta bile zorlanıyor. Geçmişte tatil planları yapan emekliler, bugün kışı nasıl geçireceklerini düşünüyor.
Yaşar Aydın’ın söylediği “Yaşlılarımıza ölmeden cenneti yaşatmak” sözü, aslında devletin sosyal bir sorumluluğunu hatırlatıyor. Bir ülkede ekonomi ne kadar güçlü olursa olsun, emekliler insanca yaşayamadığı sürece o ülke refah içinde sayılmaz.
Aydın, bu konuda sadece eleştirmekle kalmayıp çözüm önerilerini de sıralıyor:
• Emekli maaşlarının en az asgari ücret seviyesine çıkarılması,
• Sosyal yardımların artırılması,
• Sağlık hizmetlerinin emeklilere ücretsiz ve daha kapsamlı sunulması,
• Emeklilere kira desteği veya uygun fiyatlı sosyal konut projeleri hayata geçirilmesi,
• Özel indirimler ve destek paketleriyle emeklilerin hayatını kolaylaştıracak adımlar atılması.
Ve en önemlisi… Yaşar Aydın, “Sözümüz söz!” diyerek emeklilere refah dolu bir gelecek vaat ediyor.
Bugün, Türkiye’de milyonlarca emekli hayat mücadelesi veriyor. Oysa ki, yıllarca çalışmış, ülkeye hizmet etmiş bu insanların, ömrünün son yıllarında huzur içinde yaşaması bir lüks değil, haklarıdır.
Siyaset sahnesine yeni bir soluk getiren Karar Partisi’nin bu konudaki vaatleri, emekliler açısından dikkat çekici. Ancak asıl önemli olan, hangi hükümet olursa olsun, emeklilerin insanca yaşayabileceği bir ekonomik sistemin kurulmasıdır.
Emeklilik, “geçim derdi” değil, “huzur dönemi” olmalıdır. Ve bunu sağlamak, sosyal devlet anlayışının en temel gerekliliklerinden biridir.
Yaşar Aydın’ın dediği gibi: “Sözümüz söz!”
Haber/Mehmet Açık
