Emeviler ve İslam Tarihindeki İzleri: Bir Zihniyetin Analizi
Nihal Taş yazdı
Son dönemlerde Emevi Camiisi üzerinden yapılan tartışmalar, Emeviler’in kim olduklarını ve tarihte bıraktıkları izleri bir kez daha düşünmemizi gerektiriyor. Ancak bu tartışmaları derinlemesine anlamak için Emeviler’i ve onların İslam dünyasına getirdiklerini tarihsel bir perspektifle ele almak şart.
Emeviler Kimdir?
Emeviler, İslam tarihine siyasi ve sosyal anlamda derin etkiler bırakmış bir Arap hanedanıdır. Ebu Süfyan ve Ebu Leheb gibi İslam’ın başlangıç döneminde Peygamber Efendimiz’e karşı direnen figürlerin temsil ettiği bu aile, güç ve servet odaklı bir anlayışı benimsemiş, İslam’ı kendi iktidarlarını meşrulaştırmak için bir araç olarak kullanmıştır.
Gösteriş ve Sömürü Üzerine Bir Yönetim Anlayışı
Emeviler’in din anlayışı, İslam’ın özündeki adalet, eşitlik ve sadelik ilkelerine tamamen zıt bir şekilde şekillenmiştir. Din, halkı kontrol altında tutmanın bir aracı haline getirilmiş; camiler siyasi otoritenin propagandasını yaptığı mekanlara dönüştürülmüştür. Bu anlayışta, namaz riya için kılınır, oruç gösteriş için tutulur ve hac, ticari kazanç kapısı haline getirilir. Maun Suresi’nde geçen, “Vay o namaz kılanların haline ki, onlar riya için namaz kılarlar” ifadesi, tam da bu zihniyeti tarif etmektedir.
Emeviler ve Peygamber’in Ailesine Zulüm
Emeviler’in ilk halifesi Muaviye’nin, Peygamber Efendimiz’in torunu Hz. Hasan’ı zehirleterek öldürttüğü, ikinci halifesi Yezid’in ise Kerbela’da Hz. Hüseyin’i şehit ettirdiği tarihsel bir gerçektir. Bu olaylar, İslam dünyasında derin bir bölünmeye yol açmış ve Emeviler’in adalet anlayışının sorgulanmasına neden olmuştur.
Türklere Yapılan Zulümler
Emeviler, sadece İslam dünyasında değil, Türk coğrafyasında da unutulmayacak acılara neden olmuştur. Kuteybe bin Müslim’in liderliğinde gerçekleştirilen Talkan ve Cürcan katliamları, Türk yurtlarında kadın, çocuk demeden on binlerce insanın kılıçtan geçirildiği vahşi bir soykırım olarak tarihe geçmiştir. Bu katliamlar, Emeviler’in İslam’ı yayma iddiası altında kendi iktidar çıkarlarını önceleyen acımasız bir yönetim anlayışının sonucudur.
Emevi Zihniyeti: Gerçek İslam’a Aykırı
Emeviler’in din anlayışı, İslam’ın özündeki kardeşlik, adalet ve merhamet değerleriyle hiçbir şekilde bağdaşmamaktadır. Bu zihniyet, lüks içinde saraylar inşa edip kamu hazinesini yandaşlarına peşkeş çekerken, halkı yoksullaştırmış ve dini söylemlerle uyutmuştur. İslam’ın sade, eşitlikçi ve merhamet dolu yapısı, Emeviler’in çıkar odaklı yorumlarıyla yozlaştırılmıştır.
Günümüze Yansıyan Dersler
Emeviler’in tarihinden alınacak en önemli ders, dini siyasetin ve gücün aracı haline getirmenin, toplumu bölerek adaletsizliğe yol açmasıdır. Bugün Emevi zihniyetini yüceltmeye çalışanlar, ya tarihten bihaberdir ya da bu anlayışın meşru olduğunu kabul ederek aynı düzenin devamını istemektedir. Ancak gerçek İslam, böyle bir zihniyeti asla kabul etmez ve dini, halkın huzur ve refahı için bir kılavuz olarak görür.
Emeviler’in mirası, bir uyarı niteliğindedir. Halkı sömüren, dini araçsallaştıran, iktidarı güç ve gösteriş üzerine kuran her anlayış, İslam’ın özünden sapmanın bir örneğidir. Bu tarihsel gerçeklerin ışığında, gerçek İslam’ı anlamak ve yaşamak için Emevi zihniyetinden uzak durmak, hepimizin ortak sorumluluğudur.