Sorgulamanın Önemi
“Sorun, eğitim almamış olmanız değil. Sorun, size öğretilenlere inanacak kadar eğitim almış olmanız, ancak size anlatılan her şeyi sorgulayacak kadar eğitilmemiş olmanızdır.”
Fransız filozof ve sosyolog Edgar Morin, bu sözleriyle eğitimin en temel problemlerinden birine dikkat çekiyor: Eleştirel düşünme eksikliği. Günümüz dünyasında eğitim, çoğu zaman bireylere yalnızca bilgi yüklemekle sınırlı kalıyor. Ancak asıl önemli olan, bireyin bilgiyi sorgulama, analiz etme ve yorumlama becerisini kazanmasıdır. Bilgi çağında yaşadığımızı söylüyoruz, ama önemli olan bilgiye ulaşmak değil, onu doğru yorumlayabilmek, süzgeçten geçirebilmek ve gerektiğinde eleştirebilmek değil mi?
Eğitim: Bilgi Ezberlemek mi, Düşünmeyi Öğrenmek mi?
Geleneksel eğitim sistemleri, çoğu zaman bireylere belirli kalıplar çerçevesinde düşünmeyi öğretir. Ezberci sistem, öğrencilerin bilgiyi sorgulamasını değil, doğrudan kabul etmesini bekler. Oysa gerçek eğitim, bireyin neden-sonuç ilişkisi kurmasını, bilgiyi analiz edebilmesini ve sorgulama becerisini geliştirmesini sağlamalıdır.
Tarih boyunca, büyük değişimleri yaratan insanlar sorgulayanlar olmuştur. Galileo, dünyanın döndüğünü söylediğinde, o dönemin otoritesi olan kilise tarafından cezalandırıldı. Ama eğer sorgulamamış olsaydı, bilim bugün bu kadar ilerleyebilir miydi? Düşünmek, soru sormak ve mevcut bilgileri tartışmaya açmak, insanlığın ilerlemesi için hayati bir gerekliliktir.
Sorgulama Kültürü Olmadan Gelişmek Mümkün mü?
Eğer bireyler ve toplumlar sorgulamazsa ne olur? Yanıt basit: Gelişim durur, hatalar tekrar edilir ve yanlış bilgiler nesilden nesile aktarılır.
• Bilgi kirliliği artar, insanlar doğru ile yanlışı ayırt edemez hale gelir.
• Baskıcı sistemler güçlenir, çünkü sorgulamayan toplumlar kolayca yönlendirilir.
• Bilim ve teknoloji gelişemez, çünkü yenilik ancak mevcut bilgileri sorgulamakla mümkündür.
Bu noktada medyanın, sosyal medyanın ve dijital çağın etkilerini de göz ardı etmemek gerekir. Bilgiye ulaşmak hiç bu kadar kolay olmamıştı, ancak doğru bilgiyi yanlış olandan ayırabilmek, sahte haberleri ve manipülasyonları fark edebilmek ancak sorgulama becerisiyle mümkündür.
Nasıl Daha Fazla Sorgulayan Bireyler Yetiştirebiliriz?
1. Eğitim Sisteminde Eleştirel Düşünmeye Yer Verilmeli:
• Okullarda ezber yerine analitik düşünmeyi teşvik eden bir sistem oluşturulmalı.
• Öğrenciler, konular üzerinde tartışmaya, yorum yapmaya ve fikir üretmeye yönlendirilmeli.
2. Medya Okuryazarlığı Geliştirilmeli:
• İnsanlar, gördükleri ve duydukları her bilginin doğru olmadığını bilmeli.
• Haberleri ve kaynakları sorgulama, çapraz doğrulama yapma alışkanlığı kazandırılmalı.
3. Baskın Otoritelere Eleştirel Yaklaşılmalı:
• Tarih boyunca, “mutlak doğru” olarak sunulan birçok bilgi zamanla yanlışlanmıştır.
• Bu yüzden, her türlü bilgiye ve otoriteye sorgulayıcı bir gözle bakmak gerekir.
4. Bireysel Merak ve Araştırma Kültürü Teşvik Edilmeli:
• İnsanlar, sadece kendilerine sunulan bilgileri değil, farklı kaynakları da araştırmaya yönlendirilmeli.
• Farklı bakış açılarını değerlendirebilmeli ve olayları çok boyutlu ele alabilmelidir.
Sonuç: Sorgulamak Özgürleşmektir
Sorgulamak, öğretileni reddetmek değil, anlamaya çalışmaktır. Eleştirel düşünme, bireyin daha bilinçli kararlar almasını, doğru bilgiye ulaşmasını ve yanlış yönlendirmelerden korunmasını sağlar. Toplumlar ancak sorgulayan bireyler yetiştirerek gelişebilir ve daha sağlıklı bir gelecek inşa edebilir.
Edgar Morin’in söylediği gibi, eğitim sadece bilgi aktarmak değil, bireyleri düşünmeye sevk etmek olmalıdır. Çünkü ancak düşünen, sorgulayan ve analiz eden bireyler, gerçek anlamda özgür olabilir.
Nihal Taş