featured
  1. Haberler
  2. Köşe Yazıları
  3. Fatih Şahin’in Kaleminden: “Ne Doğukan’mış vay arkadaş…”

Fatih Şahin’in Kaleminden: “Ne Doğukan’mış vay arkadaş…”

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Fatih Şahin’in Kaleminden: “Ne Doğukan’mış vay arkadaş…”

Başkan Vahap Seçer’in milletvekilliği döneminden beri danışmanlığını yapıyor.
Milletvekilliği sürecinde sadece e-mail üzerinden iletişimdeydik.
Tanışma fırsatı başkanın adaylık döneminde oldu.
Genç, gelecek vaad eden eğitimli biri olarak lanse edildi.
Ne kişiliğine, ne eğitimine hiç bir itirazım yok.
Ancak; siyasi ve bürokrasi tecrübesi olmadığı gibi iletişimi sıfır birisi.
Bunu ilk yıl zaten yaptığı gaf ve hatalardan çok belli etti.
Ömrünü CHP’ye ve kentine adayan siyasi ve bürokratlara (ki bunların bazıları üst düzey görev bile yaptılar) yaptığı muamelelerden gördük.
Ne kenti, ne partiyi tanımayan bu genç ve eğitimli arkadaşın hışmına uğrayan kentli ve partili ağabeylerin kendileri (yine parti zarar görmesin diye susup, sineye çekmezlerse) anlatır sanıyorum.
Hatta görevden alındığı için bir çoğunun gizli gizli sevinçten göbek attığına adım gibi eminim.
Zaten paylaştığım ‘görevden alma’ yazısının altına bakarsanız, gençlik kolları adı altında ve troller dışında kimseyi göremezsiniz.
Bu hatalarından dolayı üç kere gidip, gelen bu genç ve eğitimli kardeşimiz defalarca haber konusu oldu.
Yorumlarınıza öfkelenip bir kaçını yazmıştım ama, ben sizin gibi kurban etmeyeyim, kolay harcamayalım genç ve eğitimli kardeşimizi.
Yoksa Doğukan Uyan’a takmış olsam, her ay bir iki vukuatını yazıp paylaşırdım.
Belki toparlanır, tecrübe edinir de vatana, millete daha hayırlı bir geleceği olur…

BOYAMA KİTABI

Gelelim boyama kitabı serüvenine…
Yorumlarda bana hırsız, arsız, şantajcı, yalaka, yandaş diyemedikleri için ‘boyama kitabı’ diyorlar.
Açalım konuyu o halde..
Yaklaşık üç yıl önce çalıştığım İmece Gazetesi’nde ayrıldım.
Pandeminin de denk gelmesi ile uzunca bir süre çalışamadım.
Sonra sevgili arkadaşım Ayşe Şahin radyosunu satılığa çıkardı.
Ben de artık kendimize ait bağımsız bir işyerimiz olsun diye, biraz borç, birazda kredi ile radyoyu satın aldım.
Ancak mali sebeplerden dolayı aktif hale getiremedik.
Radyoya verdiğimiz kadar daha para gerekiyordu.
Ben de elimde olan bir boyama kitabını Büyükşehir başta olmak üzere tüm belediyelere sırası ile götürdüm.
Hepsi de ‘harika, çok güzelmiş, yapalım bunu’ dediler.
Ama Mezitli, Toroslar ve Tarsus çok benzeri bir şey yaptıkları için yapmadılar.
Ben de teşekkür edip ayrıldım.
Yapmadılar diye benden herhangi bir baskı, şantaj ya da tehdit alan varsa, lütfen belirtsinler…
Büyükşehir macerası sevgili Esat ile başladı.
Esat ile birlikte Hasan Gökbel ağabeyimize gittik, gösterdik.
O da çok beğendi ve başkana gösterelim dedi.
Yaklaşık bir aylık süreçten sonra, başkanın da beğendiği söylenerek o zamanki Kültür Müdürü Fatma Yanık’a yönlendirildik.
İki, üç aylık süreçten sonra, bir de bunlar görsün diye belediye bünyesinde oluşturulan ‘yayın kuruluna’ havale edildi.
Orada da en beğenilen kitap olarak çıktı.
Ne olacak diye bir süre bekledikten sonra özel kaleme genç ve eğitimli arkadaşa gönderildi.
Sonra bir gün beni çağırdı.
Esat Durak’la gittik.
Odasında o zamanki Basın Yayın Dairesi Başkanı Duygu Canova, Esat Durak, ben ve Doğukan Uyan toplandık.
Genç ve eğitimli kardeşimiz bana “ Abi kitabı beğendik. Yapacağız. Ama durumları biliyorsun, büyük borç var. Başkanın emri ile tasarruftayız. Sana toplu para veremeyiz, ancak bir yıl boyunca aydan aya para versek kabul eder misin” dedi.
Ben de hem yaşadığım zorlu süreçte biraz nefes almak, hem karşı tarafı da zorlamamak için kabul ettim.
Hayırlı olsun denilerek el sıkıştık.
Bana “abi sana haber vereceğim zaman ilk faturanı getir” dedi.
Yaklaşık bir ay sonra bana ilk ödemeyi yaptı.
İşte ne olduysa bundan sonra oldu.
İkinci ay telefondan defalarca aramama, Whatsapp üzerinden yazmama rağmen bir türlü karşılık alamadım.
Defalarca belediyeye gitmeme rağmen, aşağıdan yukarıya “yerinde yok” denilerek çıkarılmadım.
Yaklaşık üç, dört ay sürekli iletişim kurmaya çalıştım.
Yine karşılık alamayınca ki yazışmalarda mevcuttur.
Para iadesi yapacağımı, kitabı geri vermelerini istedim.
Bunu da defalarca yazdım.
En son 10 Aralık 2020’de yazdım.
Yazdıklarım hala mevcutta duruyor.
Ne bir küfür, ne bir hakaret, ne tehdit, ne şantaj imasına bile rastlayamazsınız trol ve genç arkadaşlar…
Neyse..
Buna da bir cevap alamayınca, genç ve eğitimli, ancak toy ve acemi olduğunu anladığım arkadaşı Allah’a havale ederek konuyu kendi açımdan kapattım.
Eğer o trol ve genç arkadaşların yorumlarında bahsettiği gibi biri olsaydım;
Her mecradan ortalığı ayağa kaldırırdım…
Bak yaklaşık bir buçuk yıl olmuş konuyu kapatalı.
Siz suçlayıcı olmasaydınız yine yazmazdım.
Kalın sağlıcakla…..

GHA – Konuk Yazar
Fatih Şahin

2
mutlu
Mutlu
1
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Fatih Şahin’in Kaleminden: “Ne Doğukan’mış vay arkadaş…”
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Giriş Yap

Güncel Haber Ajans ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin