Füsun Çetin’den 3 Aralık Dünya Engelliler Günü mesajı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adapazarı İlçe Başkanı Füsun Çetin, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla mesaj yayımladı.
Çetin, mesajında şu ifadelere yer verdi:
“Bugün 3 Aralık ‘Dünya Engelliler Günü’ münasebetiyle; her geçen gün, ağırlaşan sorunlarımızı defalarca dile getirmek zorunda bırakılmaktan dolayı derin üzüntü ve endişe duymaktayız. İnsanlığın ulaştığı modern hukuk düzeninde kabul edilen ve evrensel olarak tanınan insan haklarının kaynağını yalnızca insan olması ve doğuştan gelen temel haklara sahip olduğu düşüncesi oluşturur. Devredilmez olan bu haklar, tüm insanlar için eşit olarak sağlanmalı, özgür ve onurlu yaşam hakkı korunmalıdır. Bu hakkın sağlanması ve korunup geliştirilmesi hayatın içinde dezavantajlı gruplardan olan engelliler için ayrı bir önem arz etmektedir.
Ülkemizde çıkarılan onca yasa, onaylanan uluslararası sözleşmeler, yapılan çalışmalar her nasılsa sürekli ve sürdürülebilir bir iyileşmeyi sağlamaktan uzak kalmışlardır. Gelinen noktada köklü bir zihniyet değişikliği olmaksızın amaçlanan neticenin alınamayacağı anlaşılmaktadır. Engelli bireylerin, eşit ve onurlu yaşam haklarında özellikle eğitim, istihdam, erişilebilir ve ulaşılabilir çevrede yaşam haklarında, sosyal devlet anlayışında olumsuz bir gidişat gözlemlenmektedir.
Yapılan düzenlemeler ve gösterilen çabaların sahaya yansımasının, farkındalığın sağlanmasından geçtiği unutulmamalıdır. Bunun ise kısa vadeli siyasi hesaplarla, lütuf ve yardım anlayışıyla değil, hak ve proje temelli sağlıklı bir örgütlenme organizasyonuyla başarılacağı muhakkaktır. Ne var ki gidişat, ötelenmiş hakların tanınıp sağlanması bir yana, yardım temelli sosyal haklarda dahi geriye gidişe işaret etmektedir. Engelli bireylerin anayasadan, yasalardan ve uluslararası sözleşmelerden doğan haklarının karşılanması devletin sosyal hukuk devleti olmasının, vatandaşlarının eşitliğini gözetmesi yükümlülüğünün ve nihayetinde İnsan haklarına saygının bir gereğidir.
Bu bir şefkat, ahlak, acıma, empati, zor durumdakine yardım sorunu değil, bir hakkın tanınıp teslim edilmesi sorunudur. Sorun sosyo-ekonomik, politik ve kültürel alanda sağlanacak iyileşmeyle doğru orantılı olarak çözümlenebilir. Çözümün itici gücü devlet erkinin iradesi, nitelikli örgütlenme ve toplumsal farkındalığın sağlanmasıdır.”