GHA | Köşe Yazısı
Yazan: Mehmet Açık
Deprem Değil, İhmal Öldürür
Dün gece İstanbul bir kez daha sallandı.
6.2 büyüklüğündeki bir deprem, milyonları ayağa kaldırdı.
Pencereler açıldı, merdivenler doldu, balkonlardan atlayanlar oldu.
Korku yeniden kol gezdi.
Bir gecede koca bir şehir sokakta yattı.
Ama bu manzara bize neyi gösteriyor?
Aynı deprem Japonya’da olsaydı, belki bir iki saniyelik bir haberle geçilirdi.
Çünkü orada insanlar depremle yaşamayı öğrenmiş, binalar sağlam, sistemler işler durumda.
Deprem onlar için doğal bir sarsıntı; bizde ise bir travma, bir yıkım habercisi.
Çünkü bizde yapı çürük.
Zemin araştırması yapılmadan inşaat izni veriliyor.
İhaleler yandaşlara, projeler göstermelik.
Deprem yönetmeliği ise sadece kağıt üzerinde var.
Kaçak yapıların ardında kimlerin olduğu belli.
Denetimsizlik almış başını gitmiş.
Malzemeden çalınıyor.
Demir yerine kum, beton yerine alçı…
Sonra da her sarsıntıda korku filmi gibi bir gece yaşanıyor.
Korku, aslında depremden değil; insanların yaptığı binalardan, yapmadığı denetimden, hesap vermeyen sorumlulardan kaynaklanıyor.
Halk ise her seferinde “geçmiş olsun” diyerek avutuluyor.
Ama bu geçmiş olmuyor.
Bitmiyor.
Daha büyüğü geldiğinde neler olacağını hepimiz biliyoruz ama konuşmuyoruz.
Bir bina yıkıldığında sadece canlar gitmiyor; vicdanlar da yerle bir oluyor.
Ama hâlâ göz göre göre ihmallere devam ediliyor.
Hâlâ müteahhitler yargılanmıyor.
Hâlâ belediyeler göz yumuyor.
Hâlâ bazı insanlar üç kuruş fazla kazanmak uğruna bir şehrin kaderiyle oynuyor.
Bu millet çok çekti.
17 Ağustos’u yaşadı.
Van’ı gördü.
Kahramanmaraş’ta, Hatay’da yıkımın ortasında kaldı.
Ve şimdi İstanbul…
Peki hâlâ neyi bekliyoruz?
Yeni bir büyük felaketi mi?
Deprem değil, ihmal öldürür.
Bu cümle artık klişe değil, gerçeğin ta kendisidir.
Eğer bu ülkede herkes işini layıkıyla yapmış olsaydı, bu korku bu kadar derin olmazdı.
Unutmayalım;
Allah, sadece bireyleri değil, toplumları da imtihan eder.
Adaletsizliğe, sorumsuzluğa, nankörlüğe karşı uyarır.
Kimi zaman bir felaketle…
Kimi zaman bir sarsıntıyla…
Ama her defasında bir işaretle…
Bu deprem bir uyarıdır.
İstanbul için de, Türkiye için de…
Artık kulak verin!
Artık gerçekten silkelenin!
Geçmiş olsun demek yetmez.
Bundan sonrası için ders çıkarmazsak, “geçmiş” bir daha geçmeyecek.
Allah sonumuzu hayır etsin.
Geçmiş olsun Türkiye.
Geçmiş olsun İstanbul.