İnsanın Yeryüzündeki Asıl Vazifesi
Nihal TAŞ
İnsan, her çağda, her şartta ve her durumda insan kalabilmelidir. Medeniyetin binlerce yıllık birikimi, inançların derin öğretileri ve tarih boyunca edinilen tecrübeler, bizlere şu hakikati hatırlatır: Ne olursa olsun insanlığımızı kaybetmemek zorundayız.
Zorluklar, haksızlıklar, hatta insanlık dışı muameleler karşısında bile vicdanı muhafaza edebilmek, adalet duygusunu yitirmemek ve merhameti unutmamak, insan olmanın gereğidir. Çünkü insan, yalnızca biyolojik bir varlık değil; ruhuyla, ahlakıyla ve sahip olduğu değerlerle anlam kazanır.
Gerçek medeniyet, sadece teknolojik ilerlemelerle değil, insanın içindeki iyiliği yaşatabilmesiyle mümkündür. Haksızlığa karşı durabilmek, güç karşısında eğilmemek ve insan onurunu her şeyin üstünde tutmak, insanın yeryüzündeki en büyük vazifelerinden biridir. Bu vazife, yalnızca bireysel bir sorumluluk değil, aynı zamanda varoluşun özüne bağlı bir gerekliliktir.
Merhametin, anlayışın ve iyiliğin değer gördüğü, bencilliğin yerine adaletin hüküm sürdüğü bir dünya…
Hepimizin özlemi bu değil mi?
Vicdanını yitirmeyen, doğruluk ve adalet yolundan sapmayan insanların var olduğu bir toplum, insanlığın en büyük umududur. Çünkü gerçek medeniyet, insanın kalbindeki asaletle hayat bulur.
Selam ve saygılarımla…
📧 Her türlü soru ve geri bildiriminiz için bizimle iletişime geçebilirsiniz: guncellhaberajans@gmail.com