FIRTINANA SAYGI DUYUYORUM, AMA O SANA AİT
Bir gün gelecek ve sevdiğin birinin — eşin, bir arkadaşın, bir kardeşin — gözlerinin içine bakarak, hem nazik hem de kararlı bir şekilde şunu söylemek zorunda kalacaksın:
*“Sana karşı dürüst olacağım. Bugünden itibaren, duygularının fırtınasına kapılmayacağım. Onlara saygı duyuyorum, anlıyorum, hatta onurlandırıyorum… ama onlar sana ait, bana değil. Onları kendi ruhumun bir parçası gibi taşıyamam, çünkü bu yolda ben de kendi duygusal yükümü taşıyorum ve üstlenebileceğim tek şey bu.
Eğer bu fırtınanın içinde kalmayı seçersen, ben buradayım, her zaman, ama kendi kıyımdan, kendi huzurumdan. Seni terk etmeyeceğim, ama seninle birlikte kaybolmayacağım da. Buradan, kendi merkezimden bir deniz feneri olabilirim, ama seninle birlikte batmaya hazır bir gemi değilim. Seni seviyorum ve işte tam da bu yüzden, kendi dengemi korumak zorundayım.
Sevmek, bir başkasının hayatının ağırlığını omuzlarında taşımak değildir. Birlikte, özgürce, hafif adımlarla yürümektir; herkes kendi fırtınasının kaptanı olarak. Gerçek sevgi, gerektiğinden fazla yaralamaz; aksine, inşa eder, yıkmaz.”*
Bazen sevmek, “Buradayım, ama kendimi unutmadan.” diyebilmeyi de öğrenmektir.
Mehmet Açık
📧 Her türlü soru ve geri bildiriminiz için bizimle iletişime geçebilirsiniz: