Kendin Olmanın Gücü ve İnsan İlişkileri
Hayat, bir yolculuk; ama bu yolculuk bazen karışık, bazen de sonsuz bir keşif gibidir. Karşımıza çıkan insanlar, bu yolculuğu daha anlamlı kılabilir, ancak bazen de bir engel haline gelebilir.
Herkesin bir amacı vardır: Kimileri hayatımıza dokunmak, kimileri ise bir ders bırakmak için gelir. Ama en önemlisi, kimsenin hayatımıza gelip gitmesi, bizim kim olduğumuzu değiştiremez. Çünkü gerçek gücümüz, başkalarının ne düşündüğünden bağımsız olarak kendi içsel kimliğimize dayanır. Neale Donald Walsch’un sözleriyle: “Başkasının senin hakkında ne düşündüğü, senin kim olduğunu değiştirmez.” Bu basit ama derin cümle, hayatın karmaşasında kaybolan gerçek kimliğimizi bulmamıza yardımcı olacak bir ışık yakar.
İnsanlar hayatımıza adım attığında, bizimle bir şey paylaşmak istediklerinde, her birinin farklı bir amacı olabilir. Kimisi dostluk kurmak, kimisi sevgisini ya da bilgeliğini paylaşmak ister. Ancak kimileri de hayatımıza sadece bir misafir gibi gelir, ve ne yazık ki bir süre sonra gitmek zorunda kalır. Bazen bu gitmeler canımızı acıtsa da, unutmamalıyız ki “Bazı insanlar gelince, bazı insanlar gidince güzel.” Çünkü her insan, bir zaman dilimi içerisinde bize katkı sağlar, öğretir ve ardından kendi yoluna gider.
Hayatımızdaki insanlar, genellikle bizim iç dünyamızı yansıtır. Kendi değerlerimizi tanıdıkça, kimlerle yol alacağımıza da daha kolay karar veririz. Kimse hayatımızdan gitmesin diye uğraşmamalıyız. Çünkü gitmek isteyen insanlar, her zaman bir neden bulurlar. Tıpkı kalmak isteyenlerin de, bir şekilde yollarını bulacak olmaları gibi. Burada önemli olan, insanların hayatımıza girip çıkmasıyla ilgili kaygılardan ziyade, bizim kim olduğumuza odaklanmamız gerektiğidir.
Gerçekten var olan, güçlü ilişkiler, her iki tarafın da birbirini olduğu gibi kabul etmesiyle inşa edilir. Kalmak isteyen insanlar, sadece fiziksel olarak değil, aynı zamanda ruhsal olarak da bizim yanımızda olurlar. Bu tür insanlar, zor zamanlarımızda omuz verir, mutlu anlarımızda ise bizimle birlikte sevinir. Ancak zamanla bazı insanlar, sadece geçici olarak yanımızda olabilir.
Bu, onların suçlu olduğu anlamına gelmez; sadece hayatın doğal akışıdır. İhtiyacımız olan bir şey, değişimdir. Her değişim, bir fırsat sunar. Her gidiş, bir yeni başlangıcı işaret eder. Ve bizler, yalnızca doğru insanlarla yol alarak bu değişimlerin farkına varabiliriz.
Bazen insanlar, hayatımıza yanlış sebeplerle girebilir. Kimisi, sadece eğlence için; kimisi ise bir boşluğu doldurmak adına yanımıza gelir. Ancak bunlar, gerçek bir bağ kurmanın ötesindedir. Gerçek ilişkiler; sevgi, güven, ve samimiyet temelleri üzerine inşa edilir.
Bazen de, bu ilişkiler zor bir dönemden geçebilir. Ama asıl mesele, her iki tarafın da birbiri için çaba harcayıp harcamadığındadır. Eğer insanlar, gerçek bir bağ kurmak isterlerse, zaman içinde birbirlerine gösterdikleri çaba ile yollarını bulurlar.
Kimseyi hayatınızda tutmaya zorlamayın. Bu, dışarıdan bakıldığında belki kolay bir tavsiye gibi görünebilir, ancak en büyük özgürlük ve huzur, başkalarının gitmesine izin vermekte yatar. İnsanlar ya bizim yanımızda olmak ister, ya da gitmek için bir bahane bulurlar.
Ve bazen, gitmek isteyen insanlara minnettar olmalıyız. Çünkü o insanlar, bizim için öğrettikleriyle var olmuşlardır. Onların gitmesi, hayatımıza yeni kapılar açma fırsatıdır. Tıpkı bir baharın gelişinin, kışın gidişiyle mümkün olduğu gibi.
Hayatımızda kalmak isteyenler ise kalır, bu kalışları da bazen o kadar kıymetlidir ki, yaşamın anlamını başka bir boyutta yaşamanızı sağlar. Kalmak isteyenler, bize en zor zamanlarda yardım eli uzatacak kadar fedakar olur.
Önemli olan, sadece kalmak isteyenlere yer açmaktır. Bunu yapabilmek, hayatın verdiği en değerli derslerden biridir. Çünkü onlar, bizim içsel yolculuğumuzda yol arkadaşları olacaklardır.
Bir insanın gitmesi, bir eksiklik yaratmaz. Çünkü insanlar ne kadar uzun süre yanımızda kalsalar da, gidenlerin yerini kimse dolduramaz. Her gidiş, bize bir şey öğretir. Bu da hayatın denge anlayışıdır. Kendinizi olduğu gibi kabul edin, ve başkalarına nasıl olmanız gerektiğini söylemeyin.
Onlar ya sizin yanınızda olacaklardır, ya da başka bir yolculuğa doğru gitmek için bir fırsat yaratacaklardır. Ama unutmayın, gidenler yerini doğru insanlara bırakır.
Neale Donald Walsch’un belirttiği gibi: “Bazı insanlar gelince, bazı insanlar gidince güzel.” Ve işte bu, içsel huzurun anahtarıdır. Bizim görevlimiz, dışarıdaki dünyanın düşüncelerine ve yargılarına göre kendimizi şekillendirmek değil, kendi kimliğimizi bulmak ve bu kimlik doğrultusunda hayatımızı yaşamaktır. Ne olursa olsun, kendimizle barışık yaşamak, gerçek anlamda özgür olmaktır.
Mehmet Açık
📧 Her türlü soru ve geri bildiriminiz için bizimle iletişime geçebilirsiniz: guncellhaberajans@gmail.com
