Dışlanmış ve korunma ihtiyacı içinde olan dezavantajlı bireylerin topluma kazandırılmasında sosyal hizmetlerin önemli bir işlevi olduğunu belirten uzmanlar, sosyal hizmet mesleğinin hiç kimsenin ‘öteki’ olmadığı bir toplumu hedeflediğini söyledi.
Dışlanmış ve korunma ihtiyacı içinde olan dezavantajlı bireylerin topluma kazandırılmasında sosyal hizmetlerin önemli bir işlevi olduğunu belirten uzmanlar, sosyal hizmet mesleğinin hiç kimsenin ‘öteki’ olmadığı bir toplumu hedeflediğini söyledi. “Sosyal hizmetler; toplumsal uyumun, bütünlüğün, eşit refah paylaşımının ve herkesin toplumun eşit üyesi olduğu duygusunun yayılmasına katkı sağlıyor” diyen Prof. Dr. Abdullah Karatay, atölye çalışmaları gerçekleştirilerek eşitlik, adalet, vicdan ve insan hakları gibi insan doğasının bir parçası olan evrensel değerlerle birlikte farklılık ve ayrımcılığın topluma vereceği zararların anlatılması gerektiğini kaydetti.
Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdullah Karatay, sosyal hizmetler alanının toplumsal hayattaki önemi ve katkılarına dikkat çekti.
Adalet ve eşitlik yoksa toplumda güvensizlik oluşuyor
Toplumu bir arada tutan temel değerlerin başında toplumun üyeleri arasındaki eşitlik ve adaletin yer aldığını belirten Prof. Dr. Abdullah Karatay, “Adalet ve eşitlik değerlerinin aşındığı toplumlarda üyeler arasında güvensizlik ortaya çıkıyor. Sosyal adalet ve eşitlik değerleri sosyal hizmet mesleğinin temel ilke ve değerleridir. Dışlanmış, korunma ihtiyacı içinde olan insanlara yardım etmek, bir anlamda eşitlik ve sosyal adalet uğraşıdır. Yani sosyal hizmet, varlığıyla sosyal adaletin tesisine hizmet eden meslektir. Dışlanmışların toplumun onurlu bir üyesi olarak yeniden güçlendirilmesi basit bir yardım müdahalesi değildir. İnsanın toplumun yeniden onurlu ve kendi kendine yeten bir üyesi haline getirilmesi temel bir insani uğraştır. Bu da sosyal sosyal hizmeti bir insan hakları mesleği haline getiren boyutudur.” dedi.
Sosyal hizmetler toplumsal uyuma katkı sağlıyor
Sosyal hizmetin evsizler, dışlanmışlar, korunmaya muhtaç çocuklar, kronik işsizler, desteğe muhtaç yaşlılar ve engelli bireyler gibi dezavantajlı hale gelmiş toplum üyelerini toplumun onurlu ve kendine yeten bireyleri haline yeniden getirmeye çalıştığını ifade eden Karatay, “Sosyal hizmetler; toplumsal uyumun, bütünlüğün, eşit refah paylaşımının ve herkesin toplumun eşit üyesi olduğu duygusunun yayılmasına katkı sağlıyor. Sosyal hizmet mesleği, hiç kimsenin ‘öteki’ olmadığı bir toplumu hedefi olarak belirleyen bir meslektir.” diye konuştu.
Sosyal hizmetler topluma anlatılmalı
Prof. Dr. Abdullah Karatay, ‘Katılımların sağlandığı atölyelerde eşitlik, adalet, vicdan ve insan hakları gibi insan doğasının bir parçası olan evrensel değerlerle birlikte , farklılık ve ayrımcılığın topluma vereceği zararların anlatılması gerekiyor.” dedi.
Sosyal hizmetler alanındaki başarılı örneklerin anlatılması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Abdullah Karatay, sözlerini şöyle tamamladı:
“Eşitsizliğin ve dışlanmanın kader olmadığı, sosyal olarak bu kötülüklerle başedilebileceği ve insanların temel haklardan eşit faydalanmasının bir insan hakkı olduğu başarılı ülke örnekleri üzerinden anlatılabilir. Hem kendi medeniyetimiz hem de dünya örnekleri üzerinden yoksullara ve dışlanmış bireylere sağlanan sistematik destekler anlatılmalıdır. Örneğin Osmanlı döneminden bu yana süren ‘Çocuk Esirgeme’ geleneği ülkemizin başarılı bir örneği olarak daha fazla görselleştirilerek görünür halde topluma tanıtılmalı. Bunun yanında batının kurumsal refah hizmetleri ve bunların gerçekleştirilmesinde sosyal hizmet uzmanlarının rolü de önemli örnekler olarak kullanılmalı.”