İHA Muhabiri Uslu’ya Yapılan Saldırı, Aslında Halka Yapılmış Bir Saldırıdır…
Bir gazetecinin görevi, mensubu olduğu kurum veya ajans adına olayları doğru ve güvenilir bir biçimde halka yansıtmaktır. Fakat bir muhabir halkı bilgilendirmek adına haber yapmak için ofisten çıkıp geldiği yerde darp ediliyorsa, bu yanlış sadece görevini yapmaya çalışan meslektaşıma değil ve aynı zamanda bu haberi okumak üzere bekleyen halka yapılmış bir yanlıştır.
Bu olay normal bir darp girişimi değildir.
Bu olayları kabul etmemek ile birlikte uygulanacak yaptırımların da olayın vahameti düzeyinde olmasını bekliyoruz.
Eğer bu durumların önüne geçilmez ise ve bir basın mensubu kendi güvenliğinden şüphe edecek bir düşünceye kapılıp haber yapamayacak bir duruma gelirse işte o zaman o ülkede adalet diye bir şey de kalmamış demektir.
Basın özgürlüğünün olmadığı bir yerde; adalet, vicdan, eğitim ve insanların kendisini ifade edebilmesi gibi düşünce özgürlükleri de olamaz.
Gazeteciler bulunduğu ülkelerin aynasıdır. Olayları bir ayna niteliğinde doğru ve güvenilir bir biçimde halka yansıtmamız bekleniyor ise, bunu söylemek dahi üzücü fakat ilk olarak kendi güvenliğimizden şüphe etmememiz gerekiyor.
MEİGDER Başkanı Sayın Vahap Şehitoğlu’nun açıklaması şöyle: ‘Bir gazeteciye, hele de böyle hunharca bir saldırıya tahammülümüz yok. Bu olay kınamaktan da öteye taşınmalıdır. Yıllardır aynı dramları yaşıyoruz. Gazeteciler habere gitme korkusu yaşamamalıdır. Korkutularak özgür gazetecilik ruhuna darbe vurulmamalıdır. Gazetecinin dövülmesinin, vurulmasının, moda olduğu günümüzde saldırı yapanlara artık ekspres davalar açılarak, bir-iki celsede, olayın sıcaklığı unutturulmadan, caydırıcı en yüksek cezalar verilmelidir. Ancak bu şekilde gazeteci dövmek isteyenler, cezalardan çekinerek kötü düşüncelerini eyleme dönüştürmekten çekineceklerdir. Gazeteci kardeşimize geçmiş olsun diyor, Vücudunda ve ruhunda hissettiği acısını, kendi vücudumuzda ve ruhumuzda hissettiğimizin bilinmesini istiyoruz.