#İnsanları doğrudan mahrum, yalana mahkûm etmeyen gazetecilerin şiddete uğraması öldürülmesi ülkemizin duyan organlarının kesilmesi demektir. Artık yeter diyoruz basına, basın mensuplarına yapılan şiddet son bulsun
İnsanları doğru bilgi ve güvenilir haberle buluşturmak için muhabirinden fotoğrafçısına ve editörüne; zor şartlarda gösterdikleri çabayla demokratik hak ve özgürlükler alanının daha da genişlemesine, güçlenmesine hizmet eden gazeteciler her türlü takdir ve teşekkürü hak etmektedir.
Yorucu bir tempoyla toplumsal olaylardan afetlere, terörden savaş alanına kadar zor, tehlikeli anlarda ve yerlerde, üstelik zamanla yarışarak, gelişmeleri haberleştirerek bizlere servis eden gazeteciler kamuoyu açısından çok önemli bir görevi ifa etmektedir. Birçok basın emekçisi, haber peşinde koşarken pek çok tehlike atlatmakta, yaralanmakta, hatta canından olmaktadır.
İnsan hakları ve hürriyetinin kullanımı açısından basın hürriyeti önem taşımaktadır. Düşünce, inanç, kanaat ve ifade özgürlüğü ancak basın hürriyetiyle mümkün olabilir. Gerçeklerin haber olmadığı yerlerde insanlar doğrudan mahrum, yalana mahkûm olurlar.
Bugün, birçok konuda bazı yayın organlarında sağlıklı haberlerin çıkmamasının sebebi, kasıtlı haber anlayışıyla zihinlerin perdelenmesidir. Bu nedenle, bütün medya mensupları yalnızca olanın olduğu gibi anlaşılmasına ve aktarılmasına aracılık etmelidir.
Dünyanın birçok yerinde basın emekçileri, başta sosyal güvence imkânları olmak üzere, güvenli, sağlıklı çalışma imkânından yoksundur. Aldıkları ücret, insanca yaşama şartlarını sağlamada yetersizdir. Her 10 Ocak’ta siyaseten veya iyi dileklerle gazetecilerin daha insani hak ve çalışma şartlarına sahip olmaları yönündeki yapılan açıklamalar, genellikle güzel bir temenni olarak kalmakta, sorunlar ertelenmektedir. Darp ve ölümler olmaktadır.
İHA Muhabiri Mustafa Usluya yapılan saldırıyı esefle kınıyor yetkilileri göreve davet ediyoruz