Çok Büyük Oyunlara Geliyoruz: Türkiye’nin Dış Politikası ve Kıbrıs Krizi
Türkiye’nin iç siyaseti, her geçen gün daha da karmaşık hale gelirken, bazı adımların dış dünyadaki etkileri beklenenden çok daha büyük sonuçlar doğuruyor. Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesi ve ardından yaşanan gelişmeler, sadece iç politikada değil, aynı zamanda Türkiye’nin dış ilişkilerinde de büyük bir sarsıntıya yol açtı. Özellikle Kıbrıs meselesi, hiç beklenmedik bir şekilde yeniden gündeme geldi ve Türkiye’nin bu alandaki stratejisini zor durumda bıraktı.
İmamoğlu Kararı ve Kıbrıs Krizi
İstanbul Üniversitesi Yönetim Kurulunun, Ekrem İmamoğlu’nun diplomasını iptal etmesiyle ortaya çıkan hukuki kaos, sadece Türkiye’deki siyasi arenayı değil, aynı zamanda Kıbrıs’ı da doğrudan etkileyecek bir etki zinciri başlattı. KKTC’deki üniversiteler, yıllardır siyasi, ekonomik ve ticari ambargoları kırmak amacıyla faaliyet gösteriyordu. Bu üniversiteler, bölgenin kalkınması, eğitim sisteminin güçlendirilmesi ve Türk kimliğinin dünya çapında tanıtılması adına büyük bir öneme sahipti. Ancak, İstanbul Üniversitesi’nin aldığı bu karar, Rumlar ve Yunanistan için mükemmel bir koz haline geldi. Bu karar, KKTC’ye yönelik ambargonun devamı için uluslararası bir araç olarak kullanılabilecek bir fırsat sunuyor.
Rumların Kampanya Başlatma Tehditi
KKTC’deki üniversiteler, yıllardır Türk ve yabancı öğrencilerin eğitim aldığı merkezler olarak, Kıbrıs’ta Türk varlığını korumanın ve uluslararası alanda tanıtmanın simgeleri haline gelmişti. Ancak, bu üniversitelerin geleceği artık tehlikeye girmiş görünüyor. Rumlar, İstanbul Üniversitesi’nin kararını bahane ederek KKTC’deki üniversiteler aleyhine kapsamlı bir kampanya başlatabilir. 1974’ten beri süregelen siyasi ve ekonomik ambargo çabalarını daha da derinleştirmek için bu adımı kullanmaları kuvvetle muhtemel.
Kıbrıs’ta Büyük Oyun
Kıbrıs meselesi, Türkiye için her zaman kritik bir öneme sahip olmuştur. Ancak son dönemdeki gelişmeler, Türkiye’nin bu stratejik adada nasıl dışlanmaya başladığını gösteriyor. AB’nin Rumları tam üye yapması, ABD’nin Rumlara silah ambargosunu kaldırması ve D. Akdeniz’deki doğal gaz rezervleri üzerindeki oyunlar, Türkiye’nin bölgedeki etkisini her geçen gün daha da zayıflatıyor. Özellikle ABD, AB ve İsrail’in bu konuda kurduğu büyük oyun, Türkiye’yi dışlayarak Kıbrıs ve çevresindeki enerji kaynakları üzerinde kontrol sağlamaya çalışıyor.
Türkiye’nin İç ve Dış Politikası Arasındaki Çelişki
İç siyasetteki kutuplaşmalar ve iktidarın tek hedefi haline gelen Ekrem İmamoğlu meselesi, dış politikada daha büyük krizlere yol açacak gibi görünüyor. Türkiye’nin dış politikadaki stratejisi, özellikle Kıbrıs davası gibi hayati meselelerde artık tehlikeye girebilir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıllarca KKTC’yi tanıtmaya ve iki devletli çözümü savunmaya çalıştı, ancak içerideki bu hukuki kaos ve diplomatik hamleler, Türkiye’nin uluslararası alandaki elini zayıflatıyor.
Sonuç Olarak
İktidarın şu anki odak noktası sadece İmamoğlu mu? Yoksa bu iç politikadaki mücadele, Türkiye’nin dış ilişkilerinde çok daha büyük kayıplara yol açacak bir sürecin başlangıcı mı? Kıbrıs meselesi, Türkiye’nin dış politikadaki en kritik konularından biri olmayı sürdürüyor. İçerideki siyasi kavgalar, dış dünyada büyük stratejik oyunları etkileyebilir ve Türkiye’yi daha da yalnızlaştırabilir.
Yadigar Gidici