ANALİZ!
Kur yüksek olunca ihracat gelirleri yükseliyor.
İhracat yükselince de ihracatın yıldızı yüksek kur bu defa iç piyasada yerli üretim tüketim dengesini enflasyona teslim ediyor.
Yani ihracatımız artsın derken vatandaşın cebini eritiyoruz.
İhracat odaklı ekonomi sistemi dengeyi kaçırdı, özeti budur.
Merkez Bankası faizleri düşürünce de döviz artıyor yine ihracatçı kazanıyor.
İhracatçı üretici ise, dış piyasaya yüksek kurdan voleyi vururken ürettiği mamülü iç piyasaya 3 kuruşa satmak işine gelmiyor…
Dışarıdan kazandığını içeriden de sanki TL, dolarmış gibi kazanma hırsına kapılınca pahalılık kaçınılmaz oluyor…
İşte o yüzden yazdım ki, Türkiye’de üreticiler ürettiği mamulü ihraç etsin, onlar kazansın, Türkiye kazansın diye faiz düşürüp kur yükseltme politikaları şunu ön göremedi mi?
Evet Türkiye kazandı, (%21.7 büyüdü) İhracatçı kazandı ama cebi dolunca vicdanı karardı, bu hikayede yanan yine Vatandaş oldu.
Keşke İhracat fazlasını iç piyasada ranta çeviren Türkiye’ye dönüşeceğimize Ülkede tüketim fazlasını ihraç eden Ülkeye dönüşebilseydik ama daha buna on gömlek ister.
Hep söylüyorum, İktidar faydaya yönelik ekonomi politikaları geliştirdikçe, o faydaları Vatandaşlara ulaştırmamak için illa ki rant hainleri peydah oluyor.
Gümrüklerde, icra dairelerinde, meyve-sebze hallerinde vs. Nerede çöreklenmiş rantçılar varsa İktidarın altını oyuyor.
Şimdi İhracat odaklı ekonomi politikaları tek başına olmadı, dengeleri koruyamadı gerçeğini görebiliyorsak,
İhracata elverişli ama vatandaşa elverişsiz kur seviyesine yeni denge politikaları üretmek şart olmuştur.
Artık her iki düzleme faydalı yeni hibrit bir ekonomik iyileştirmeye geçiş zamanı geldi!