featured
  1. Haberler
  2. Köşe Yazıları
  3. İsrail’in Korkusu: Türkiye, Suriye’deki Geleceği Şekillendiriyor

İsrail’in Korkusu: Türkiye, Suriye’deki Geleceği Şekillendiriyor

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Nihal Taş

Misafir Değil, Ev Sahibi: Türkiye’nin Suriye Gerçeği

Günümüz Orta Doğusu, geçmişe kıyasla çok daha karmaşık, çok daha çok katmanlı bir yapıya sahip. Bölgede bir adım atmadan önce sadece askeri değil, diplomatik, sosyolojik, hatta psikolojik birçok parametrenin hesaba katılması gerekiyor. Bu nedenle, sahadaki pozisyonlar kadar sözlü ifadeler de dikkate değerdir. Hele ki bu sözler, İsrail gibi hesapçı bir devletin, istihbarat damarından geliyorsa…

Geçtiğimiz günlerde, Eski Mossad Terörle Mücadele Daire Başkanı Oded Eilam, son derece dikkat çekici bir açıklama yaptı:

“Türkiye ile İsrail, Suriye’de çatışmak zorunda kalabilir ama İsrail, bunun yaşanmasından korkuyor. Çünkü Türkiye artık Suriye’de misafir değil, ev sahibi.”

Bu cümle, sadece iki ülke arasında muhtemel bir gerginlik ihtimalini değil; aynı zamanda Türkiye’nin son on yılda Suriye’de inşa ettiği yeni konumu da ortaya koyuyor.

Türkiye’nin Değişen Rolü: Misafirlikten Ev Sahipliğine

Türkiye, Suriye’de yaşanan iç savaşın başından bu yana sınır güvenliğini korumaya, terör koridorlarını engellemeye ve insani krizlere karşı çözüm üretmeye çalıştı. Fırat Kalkanı (2016), Zeytin Dalı (2018), Barış Pınarı (2019) ve Bahar Kalkanı (2020) gibi operasyonlarla sınır ötesi güvenlik çemberini genişletti.

Ancak Türkiye’nin varlığı sadece askeri hareketlilikle sınırlı değil. Bugün Suriye’nin kuzeyinde kurulan eğitim kurumları, yerel meclisler, hastaneler, polis güçleri ve sosyal yardımlar; Türkiye’nin bu topraklarda kalıcı bir düzen kurma çabasının göstergesi. Artık yalnızca “geçici çözüm” değil, uzun vadeli bir vizyon ortaya konuluyor.

Oded Eilam’ın açıklamasının asıl çarpıcı noktası da burada yatıyor. İsrail, Suriye sahasında Türkiye’nin artık geçici bir aktör olmadığını; hatta kendi menfaat hesaplarını zorlayabilecek kadar güçlü bir pozisyon aldığını kabul ediyor.

Neden Korku?

Eilam’ın “İsrail korkuyor” ifadesi, askeri bir zafiyetin değil, diplomatik ve stratejik dengenin değişmesinden duyulan endişenin itirafıdır. Çünkü İsrail, uzun süredir Suriye hava sahasında neredeyse rakipsizdi. İran’a ait hedefleri vuruyor, zaman zaman Esad rejimine gözdağı veriyor, Lübnan’a uzanan bağlantıları kesiyordu.

Ancak Türkiye’nin hem askeri hem siyasi anlamda Suriye’deki etkinliğini artırması, bu “rahat oyun alanını” daraltıyor. İsrail artık bir hamle yapmadan önce, Türkiye’nin pozisyonunu da dikkate almak zorunda. Bu da onun hareket kabiliyetini kısıtlıyor.

Türkiye Ne Yapmalı?

Bu noktada Türkiye’ye düşen en önemli görev, bu “ev sahipliği” rolünü sadece askeri değil, aynı zamanda diplomatik ve insani alanda da etkin kılmak olmalı. Suriye’de kalıcı barışın sağlanmasında Türkiye kilit aktördür. Bu sorumluluk, sadece sınır güvenliğini değil; göç dalgalarının önlenmesini, terör tehdidinin bertaraf edilmesini ve bölge halkının güvenli bir yaşama kavuşmasını da içeriyor.

Türkiye’nin bu pozisyonu, yalnızca sahada güç olmakla değil, masada da hakkaniyetli bir çözüm önerisi sunmakla anlam kazanacaktır.

Son Söz

Eilam’ın korkusu aslında bir gerçeğin adıdır:

“Türkiye artık sadece kendi güvenliğini değil, bölgenin geleceğini de şekillendiren bir aktördür.”

Ve bu gerçek, sadece Suriye değil, tüm Orta Doğu denkleminde yeni bir sayfa açmaktadır.

Artık ev sahibiyiz. Sözümüz de, sorumluluğumuz da büyük.

Nihal Taş

GHA Köşe Yazarı

1
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
İsrail’in Korkusu: Türkiye, Suriye’deki Geleceği Şekillendiriyor
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Giriş Yap

Güncel Haber Ajans ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin