Mehmet AÇIK – GERÇEK SORUN VİRÜS DEĞİL

GERÇEK SORUN VİRÜS DEĞİL

Covid-19 virüsü çıktığından beri malumunuz üzere birçok tartışma konusuna sebep oldu ve olay çok farklı noktalara taşındı. Bu konuda konuşulanları düşündüğümüzde virüsün çıkış kaynağından tutun da insan soyunun tüketilmeye çalışılmasına kadar neler denildi neler. Ayrıca aşı konusundaki tartışmalarda malumunuz. Fakat bütün bu müzakerelerde odak noktası hep virüstü. Yaşadığımız problemlerin kaynağı virüsün kendi varlığı olarak görüldü. Oysa bu yazıda farklı bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. Daha önce hiç yaşamadığımız bu benzersiz problemler serisinin gerçek kaynağının Covid-19 virüsü olmadığını düşünüyorum.
Gerçek soruna sebep olan şey bizim seyahat etme alışkanlıklarımız ve seyahat etme sıklığımız.

Kısa bir örnekle şöyle açıklıyayım. Çin’den Amerika’ya yılda kaç insan seyahat ettiğini biliyor musunuz? 2000’li yılların başında bu rakam 10 binlerle ifade edilirken şu anda yıllık 3 milyonun üzerinde insan her yıl Çin’den Amerika’ya farklı sebeplerle seyahat ediyor. İşte sorunun kaynağı tam bu noktada. Yıllarca söylediğimiz ama yeni yeni anlamaya başladığımız dünya “global bir köy oluyor” söylemini de ayrıca hatırlatmak isterim.

Eğer dünya global bir köye dönüşmeseydi ne olurdu? diyelim ki virüs birileri tarafından üretildi, nasıl bu kadar hızlı dünyaya yayılacaktı. Çin’de belli bölgelerde insanların virüsten öldüğünü ve bu salgının kontrol altına alındığını haberlerden öğrenecektik. Yani demek istediğim virüsün, ister doğal yollarla üremiş olsun ister bir laboratuvar ortamında üretilmiş olsun, dünyanın bu kadar çok etkilenmiş olmasıyla direk bir ilgisi yok. 1900’lü yılların başında yaşanan meşhur İspanya grip salgınını düşünün. Birkaç milyon insan ölmesine rağmen salgın sadece o bölgeyle sınırlı kaldı çünkü o dönemin seyahat koşullarında insanların başka yerlere gitmesi çok uzun zaman alıyordu. Bu esnada hasta insanlar büyük ihtimalle ya yolda vefat ediyorlar ya da yol süresince iyileşiyorlardır. Kaldı ki o dönemde ülkeler arası seyahat eden ne kadar az insan vardır kim bilir.

Konuyu çok uzatıp sıkıcı olmak istemiyorum, birkaç noktayı daha vurgulayıp bitireceğim. Malum çok meşhur bir bilgisayarcı var dünyada, herkesin bildiği, tanıdığı birisi. Onun yıllar önce söylediği bir öngörüden yola çıkarak bu günleri planladığı iddiaları dolaşıyor ortalıkta. Oysa olay çok basit değil mi? O zatın öngördüğü şey virüsün varlığı değil, zaten böyle virüsler hep çıkacak, milyonlarca virüsle beraber yaşıyoruz, hatta tabi ki art niyetle virüs üreten insanlar da olacak. Adam, bu kadar hızlı seyahat edilen bir dünyada bu tür felaketlerin kaçınılmaz olacağını söylemiş. Böyle bir öngörüyü gelecek için hep beraber bizde yapabiliriz. Mesela şöyle diyelim; bazı yıllar ağır grip virüsleri oluyor, hani derler ya “bu yıl grip çok ağır geçiyor”. Eğer dünya ve ülkeler çapında gerekli tedbirler alınmaz, düzenlemeler yapılmazsa önümüzdeki yıllarda, insanları hasta eden herhangi ağır bir grip virüsü yine bu çapta salgına sebep olabilir.

Peki çözüm;
Tabi çözüm için ilgili insanlar düşünüp, taşınıyorlardır, bizim işimiz değil ama yine bir çırpıda aklıma gelenleri yazarak yazımı bitirmek istiyorum. Duymuşsunuzdur, Peygamber Efendimiz’in (S.A.V) salgınla ilgili bir hadisi şerifi var. “Bir yerde veba ve benzeri, herhangi bir bulaşıcı hastalık olduğunu işittiğiniz zaman, o yere girmeyiniz. Bulunduğunuz yerde böyle bulaşıcı bir hastalık varsa, oradan da çıkıp kaçmayınız” şeklinde. En az üç dört kez kulaklarımla Kanada’da radyoda duydum bu hadisin İngilizcesini söylediklerini. Bu hadis nasıl resmi bir dokümana dönüştürülebilir? Yaşadığım ülkeyi şunun için söyledim, Çin’de salgın patlak verdiği zaman Kanada dahil bütün ülkeler oradaki vatandaşlarını ülkelerine getirme telaşına düştüler ve büyük oranda bu yüzden virüs tüm ülkelere yayıldı. Örneğin bundan sonra en ufak bir sorunda ülkeler arasında bu transferlere izin verilmeyebilir ve uluslararası anlaşmalarla herkesin o esnada kaldığı ülkedeki insanların vatandaşlık haklarına sahip olacağı geçici bir statü kazanması sağlanabilir. Veya ülkeler böyle bir salgın ihtimaline karşı size her türlü sağlık ve bakım imkanlarını taahhüt ettiği yeni sertifikalar düzenleyebilir ve böylece insanlar güvence sağlamayan ülkelere gitmezler veya şartları göz önünde bulundurarak giderler. Düşünsenize neredeyse dünyada bir yılı aşkın süredir uçak havalanmıyor, oysa salgın patlak verdiğinde sadece bir ay bütün uçuşları durdursalardı olay çözülebilirdi. Vesaire şeklinde yeni düzenlemeler çözümler üretilebilir tabi ki…

Sonuç olarak, bu yazıda yaşadığımız problemin aslında daha çözülebilir olduğunu ve dünyanın her hangi bir köşesinde ortaya çıkan bir virüsün bütün dünyaya yayılmasının engellenebileceğini göstermeye çalıştım.