Büyük usta Neşet Ertaş’ın çok sevilen türkülerinden biri olan Ahirim Sensin’in duygulu da bir yazılma öyküsü varmış.
Neşet Ertaş, Ankara’da pavyonlarda çalıştığı sırada, yine kendisi gibi pavyonda şarkı söyleyen leyla adında bir kadına aşık olur. Neşet Ertaş’ın kendisi gibi sanatçı olan babası Muharrem Ertaş, Ankara’ya radyo da bozlak okumaya geldiğinde bu aşktan haberdar olur. Muharrem Ertaş Neşet Ertaş’ın leyla ile evlenme isteğine karşı çıkar ve şu türküyü yazar.
“temiz ruhlu, saf kalplisin şöhretsin
hakkın vardır evlenmeye evladım
mevlam sana yapanları kahretsin
aslı bozuk alma dedim evladım
dokunsalar nazif tene kir gelir
bizden önce ceddimize ar gelir
köle olmak şanımıza zor gelir
aslı bozuk alma dedim evladım”
Neşet Ertaş, babasının leyla’ya “aslı bozuk” demesine çok üzülür ve o da bir türküyle karşılık verir;
“ulu arıyorsan analar ulu
sevmişiz biz onu olmuşuz kulu
analar insandır biz insanoğlu
aslı bozuk deme gel şu insana
aşkı kimden aldın sevgiyi kimden
aslı bozuk deme gel şu insana
soracak olursan eğer ki benden
aslı bozuk deme gel şu insana
yazımızı felek yazdı mevlâdan değil
senin dediklerin evladan değil
her hata suç bende leylâ’dan değil
aslı bozuk deme gel şu insana”
Babasının gönlü olmamasına rağmen Neşet Ertaş, Leyla ile evlenir ve babasından sitem dolu bir cevap gelir;
“küsmedim neşedim kahrettim sana
baban değil miydim sormadın bana
olan olmuş yavrum ne deyim sana
sen aklını yitirmişin evladım”
Neşet Ertaş babasına darıldığı bu dönemde, iki büyük nimetim var türküsünü yazar. Bu türküde anasını ve yarini över.
“iki büyük nimetim var
biri anam biri yarim
ikisine de hörmetim var
biri anam biri yarim
ana deyip de geçilmez
o yar anadan seçilmez
ikisine de kıymet biçilmez
biri anam biri yarim
birisi var etti beni
birisi yar etti beni
ikisinin de birdir yari
biri anam biri yarim”
Neşet Ertaş ile Leyla 10 yıl evli kalırlar. bu süreçte leyla da şarkılar söyler, ünlenir, kaset yapar ama mutlu olamaz. Neşet Ertaş askere gider ve döndüğünde boşanırlar. Neşet Ertaş kesinlikle leyla’ya toz kondurmaz ve bunu türkülerinde dile getirir.
hata benim
“bilemedim kıymetini kadrini
hata benim günah benim suç benim
eliminen içtim derdin zehrini
hata benim günah benim suç benim
bir günden bir güne sormadım seni
körümüş gözlerim görmedim seni
boşa mecnun eylemişim ben beni
hata benim günah benim suç benim”
ve en sonunda o inanılmaz türkü evvelim sen oldun ahirim sensin gelir.
“cahildim dünyanın rengine kandım
hayale aldandım boşuna yandım
seni ilelebet benimsin sandım
ölürüm sevdiğim zehirim sensin
evvelim sen oldun ahirim sensin
sözüm yok şu benden kırıldığına
gidip başka dala sarıldığıma
gönülüm inanmıyor ayrıldığına
gözyaşım sen oldun kahirim sensin
evvelim sen oldun ahirim sensin
garibim can yıkıp gönül kırmadım
senden ayrı ben bir mekan kurmadım
daha bir gönüle ikrar vermedim
batınım sen oldun zahirim sensin
evvelim sen oldun ahirim sensin”
Neşet Ertaş şu dizelerle leylasına “mezarıma gelme” dese de leyla ertaş, ustanın mezarını ziyaret etmiş, dua okumuş ve gözyaşı dökmüştür.
niye çattın kaşlarını
“niye çattın kaşlarını
bilmiyom yar suçlarımı
ben ölürsem saçlarını
yolma gayrı yolma leyli leyli
ben yandım aşkın narına
meyletmem dünya malına
ölürsem de mezarıma
gelme gayrı gelme leyli leyli”
vasiyeti üzerine babasının ayağının ucuna gömülen neşet ertaş’ın mezar taşında şunlar yazar;
sakın ola ha insanoğlu, incitme canı incitme. her can bir kalp hakka bağlı, incitme canı incitme.
“saygı, sevgi,hoşgörü…”
“garip”
Böyle bir insan geçti ya yer yüzünden ne mutlu..