Mehmet AÇIK
Nasıl da yabancılaşıyoruz birbirimize?
Biz miyiz bu insanlar?
Bu konu komşu,
Bu arkadaş, eş dost.
Bu mahalle,
Bu sokak,
Bu çoluk çocuk,
Ana baba,
Bu kardeşler biz miyiz?
Biz ne hale geldik böyle?
Mal davası, mülk davası derken,
Kardeşin kardeşle küs olduğu,
Benlik, senlik kavgaları yüzünden yuvaların,
Menfaatler yüzünden dostlukların bozulduğu,
İnternetti, televizyondu, hazır gıdaydı derken komşulukların unutulduğu.
Bırakın omuz omuza, göz göze gelmeye korkar oldu insanlar.
Sanırsınız ki,
Parayla satılıyor küçücük gülümsemeler, bir kuru merhabalar.
Herkesin burnu Kaf Dağı’nda.
Oysa herkes sadece bizim gördüğümüz kadar.
Bilmiyorlar; başımızı çevirsek, hiç yoklar.
…
Ne yazık ki, miras karşılığı sevilir oldu ana babalar.
Yalan oldu gerçek sevdalar.
Eskiden bir bakıştan, bir gülüşten titrerdi yüreklerimiz.
Şimdilerde ise kızın fiziği, oğlanın para pul fizibilitesiyle doğru orantılı sevgilerimiz.
İki gün gönlümüzü eğler, heyecanımız bitince de, yeni heyecanlara doğru çeker gideriz.
Kısacası, öğütürüz biz.
İnsanı,
Aşkı,
Sevdayı,
Vefayı,
Dostluğu,
Arkadaşlığı öğütürüz biz.
Sanırım, hep katkılı gıdalar yüzünden bunlar!
Ya da internet mi, acaba neden.
Ya da zayıflayan imanlarımız.
Belki de, giderek kaybolan vicdanlarımız.
Öğütüle öğütüle un ufak olmuş insanlığımız…