Ancak bu kadar güzel izah edilirdi. Yüreğine sağlık Aydın Akyürek
Akıl oyunları filmini çoğunuz hatırlarsınız. Nobel ödüllü Amerikalı matematikçi John Nash’in hayat hikayesini anlatan, yönetmenliğini Ron Howard’ın yaptığı 2001 yapımı biyografik dram filmi.
Müthiş bir dehanın şizofrendik yaşamı ve yeniden hayata dönüşünü anlatan filmi defalarca izledim ve ‘’İNSANIN AKLIYLA DALGA GEÇMEK’’ deyimini de o tarihlerde keşfetmiştim. (Halende sık sık kullanmak zorunda kalırım)
Ademoğlu fıtratında iyilik-kötülük, Sadakat-ihanet, vefa-vefasızlık barındıran bir canlıdır. Bizler hangi yönümüzü daha iyi beslersek kişilik ve karakterimiz o yönde gelişir. Bu aşamada bizi sarmalayan gaflet kaynaklı, makam körlüğü, güç zehirlenmesi gibi etkenlerde akıl oyunlarının içerisinde önemli oyuncudur. Aslında verdiğiniz kararlarda senaryonun sonunu bildiğiniz halde, gaflet size yanlış seçimler yaptırır. Sonra karşınızda çözemeyeceğiniz 4 bilinmeyenli denklemleri çıkartır adli ilahi.
PEKİ NEDİR BU GAFLET!
Kainatın mutlak sahibi Allah-ı Zülcelai dünyayı yarattı.
Sonra dünyayı meleklerine gösterdi; “Yaratacağım insanlar burada yaşayacaklar, mekan olarak insanlara burayı seçtik” dedi.
Sonra Cenab-ı Hak insanları gösterdi.
Melekler bir dünyaya baktı, bir de insanlara baktılar, hayret içinde kaldılar ve dediler ki;
“Yarabbi! Hikmetinden sual olunmaz ama bu kadar insan bu dünyaya nasıl sığacak?”
Allah (c.c.) cevap verdi “Ölümü yarattım” dedi. “Ölüm var… dolup dolup boşalacak.”
Melekler daha çok hayrete düştüler ve sordular ; “Öleceklerini bildikleri halde yaşayabilecekler mi?”
Allah (c.c.) cevap verdi “GAFLETİ yarattım”.
GAFLET’TEN UZAK DURABİLEN BAŞARIR
Kelime anlamı itibariyle; “Dalgınlık, dikkatsizlik, yanılma, ihmal, boş bulunma, habersiz olma, gevşek davranma’’ olarak tarif ediliyor. Günümüzde ise; makam körlüğü, güç zehirlenmesi ve mal, mülk aşkı GAFLET’e davetiye çıkartan faktörlerdir. Gaflet öyle bir haldir ki; kişi bakar görmez, işitir duymaz, okur anlamaz olur. Ölümü dahi unutturarak, hiç ölmeyecek gibi yaşamamıza neden olan bu illet, şüphesiz ŞEYTAN’ında en büyük gıdasıdır.
Allah kullarını gaflet uykusundan uyandırmak için başına bazı kötü olayları musallat eder. Bu kuluna daha iyi bir insan olması için uyarıdır. Kim bilir son zamanlarda insanlığın başına gelen birtakım felaketler ve musibetler de bu manayı taşımaktadır. Ancak, mühim olan bu uyarılarla yüzleşmeden gafletten uyanmaktır. Bazen makam verir, servet verir, şan ve şöhret verir. İşte bu çok zor bir sınavdır.
Yolda bulduklarınızı yola çıktıklarınıza tercih etmek CAFLETTİR.
Orucu size inananlarla tutup, bayramı başkalarıyla yapmakta GAFLETTİR.
İnandığı gibi değil, yaşadığı gibi inanmakta GAFLETTİR.
Vicdan ve adalet ile değil, kişisel beklentilerle karar almakta GAFLETTİR.
Gerçeği bildiğimiz halde, yalana itibar etmekte GAFLETTİR.
Gaflet öyle bir oktur ki, mesela yaydan çıkmadan kurtulabilmektir.
SONUÇ OLARAK;
Gaflet insanın dünyadaki zehridir. Gaflette olan kişi, insanların aklıyla dalga geçmeyi gayet normal bir durum olarak görür. Lakin sonucunu dahi hesaplayamaz gaflet uykusunun arasında. Zira akıl ile oyun olmaz. Akıl oynamaz sadece insanlar kendilerine yeni oyunlar ve maceralar ararlar o kadar. Sonuç mu? Tarih sayfalarına bakın kafi. Gaflet nice büyük imparatorlukları dize getirdi. İşte bu kadarda güçlü. Ancak, biz ademoğlu ölümü görmeden hastalığı kabul etmiyoruz ya! Temel sorunda bu. Musbibet gelmeden ders alıp, insan olabilmeyi başarabilsek. Gafleti azat edip adalet, vicdan ve vefayı karakterimize nakşetsek işte o vakit bu dünya daha yaşanılabilir olacaktır.
VEL HASIL;
Tanık olduğumuz olaylara ister GAFLET, ister AKIL OYUNLARI deyin, isterseniz AKIL TUTULMASI…
Resmi okumak için John Nash gibi DEHA olup, NOBEL ALMAYA gerek yok.
BİRAZ VİCDAN SAHİBİ OLUN YETER DE ARTAR BİLE…
Selam ve dua ile…Mehmet Açık