Bütün güzel şeyler vurgun yemiş..
Mutluluklar .Gülüşler..
Hele de Güvercinler..
Ve de zeytin dalları
Aşklar..
Sevdalar..
Sarılmalar doya doya koklaşmalar…
Şakalaşmalar..Kahkahalar..
Herkes birbirinden kaçıyor..
Mahalle esnafından alışveriş yaparken lak lak ederdik biraz da terapi gibi gelirdi insana ..
Şimdi zorlanarak ihtiyacını al çık..
Diyorum ki İstanbula gideyim..
arkadaşlarımı göreyim sarılayım.
Dostlarıma ziyaret edeyim
Mutlu arkadaşlarımın mutluluğunu,
Acılı arkadaşlarımın acılarını paylaşayım..
Ama nerdeee..
Gitsem de biliyorum ki;
Hiç kimseyi görmeden..
Hiç birine uğramadan
Dostlarımla buluşup
Nevizadede iki duble atıp hasret gidermeden..
Galata köprü altında balık yemeden
boğazda kahve içmeden
Kadıköyümün çarşısında dolanıp tanıdıklara takılmadan
Adalara geçmeden Eminönümü Beykozumu Galatamı gezmeden..
Kimselere sarılamadan döneceğim.
Bütün bunlar yetmezmiş gibi
Açıyoruz t.v.leri koca koca ağızlarda ,
bağıran çağıran bölen parçalayan nutuklar.
Açıyoruz gazeteleri kadın cinayetleri.
Çocuk tecavüzleri..
Barbarlık sevgisizlik çemberinin içindeyiz..
Kabus gibi hayat..
Tanrım geçsin bu günler..
Biz ne şanslıyız ki güzel zamanlardan geliyoruz..
Ucundan da olsa güzellikleri
yaşadık bir zamanlar.
Bu nedenledir ki..
İçimizde o eski sevdaların öncülüğünü yapma yaşatma kahramanlığı…
Bu yüzdendir isyankar ve inatçı direncimiz .
Sonunda sevgi kazansın dileğimle , her şartta inatla direnmek..
Hepinizi çok seviyorum.
Gidenlere rahmet , kalanlara selam olsun..
GHA – Genel Yayın Yönetmeni
Mehmet Açık